el-ilmâḩ ~ اَلْإِلْمَاحُ

Kamus-ı Muhit - الإلماح maddesi

اَلْإِلْمَاحُ [el-ilmâḩ] (hemzenin kesriyle) Bu dahi çalıp alma bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَلْمَحَ إِلَيْهِ بِمَعْنَى لَمَحَ Ve bir nesneyi yaldıratmak ve yaldırayıcı kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَلْمَحَهُ إِذَا جَعَلَهُ يَلْمَحُ أَيْ يَلْمَعُ Ve güzel hatun kendi çehresini semtinde olan erkeğe lemʹa-i berk gibi açıp göstermek maʹnâsına istiʹmâl olunur ki baʹzı hûb-likâ nigârların fiʹlidir, bir takrîble yüzünü lemʹa-i berk gibi açıp cüz΄îce ʹarz-ı cemâl eyledikten sonra yine defʹî setr eder; yukâlu: أَلْمَحَتِ الْمَرْأَةُ مِنْ وَجْهِهَا إِذَا أَمْكَنَتْ مِنْ أَنْ يُلْمَحَ، تَفْعَلُ الْحَسْنَاءُ، تُرِي مَحَاسِنَهَا ثُمَّ تُخْفِيهَا

Vankulu Lugatı - الإلماح maddesi

اَللَّمْحُ [el-lemḩ] (lâm’ın fethi ve mîm’in sükûnuyla) ve

اَلْإِلْمَاحُ [el-ilmâḩ] (hemzenin kesriyle) ve

اَلْإِلْتِمَاحُ [el-iltimâḩ] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Nazar-ı hafîfle nazar etmek; yukâlu: لَمَحَهُ وَأَلْمَحَهُ وَالْتَمَحَهُ إِذَا أَبْصَرَهُ بِنَظَرٍ خَفِيفٍ Ve

لَمْحٌ [lemḩ] Yaldıramağa dahi derler; yukâlu: لَمَحَ الْبَرْقُ وَالنَّجْمُ لَمْحًا أَيْ لَمَعَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı