اَلْمَكْرُمُ [el-mekrum] ve
اَلْمَكْرُمَةُ [el-mekrumet] (mîm’lerin fethi ve râ’ların zammıyla) ve
اَلْأُكْرُومَةُ [el-ukrûmet] (أُضْحُوكَةٌ [uḋḩûket] vezninde) İsmlerdir, fiʹl-i kerem maʹnâsınadır; عَوْنٌ [ʹavn]dan مَعُونَةٌ [meʹûnet] ve عَجَبٌ [ʹaceb]den أُعْجُوبَةٌ [uʹcûbet] ism oldukları gibi. Şârihin beyânına göre evvelkilerin cemʹi مَكَارِمُ [mekârim] ve أُكْرُومَةٌ [ukrûmet]in أَكَارِيمُ [ekârîm]dir; ve minhu yukâlu: إِنَّ أَجَلَّ الْمَكَارِمِ اجْتِنَابُ الْمَحَارِمِ Ve
مَكْرُمَةٌ [mekrumet] Toprağı pâk ve münbit olan arza vasf olur; yukâlu: أَرْضٌ مَكْرُمَةٌ أَيْ كَرِيمَةٌ
اَلْأُكْرُومَةُ [el-ukrûmet] (hemzenin ve râ’nın zammı ile) كَرَمٌ [kerem]den اُعْجُوبَةٌ [uʹcûbet] gibidir عَجَبٌ [ʹaceb]den, mâ-bihi’l-ikrâm maʹnâsına, nitekim أُعْجُوبَةٌ [uʹcûbet] mâ-bihi’t-taʹaccüb maʹnâsınadır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı