el-ilḩâd ~ اَلْإِلْحَادُ

Kamus-ı Muhit - الإلحاد maddesi

اَلْإِلْحَادُ [el-ilḩâd] (hemzenin kesriyle) Kabre لَحْدٌ [laḩd] eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَلْحَدَ الْقَبْرَ إِذَا عَمِلَ لَهُ لَحْدًا Ve bir nesneden meyl ve ʹudûl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَلْحَدَ عَنْهُ إِذَا مَالَ Ve ʹadl-i Hak’tan ʹudûl eden mezheb-i bâtıl sâlikine مُلْحِدٌ [mulḩid] ıtlâkı bu maʹnâdandır. Ve

إِلْحَادٌ [ilḩâd] Nizâʹ ve cidâl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَلْحَدَ الرَّجُلُ إِذَا مَارَى وَجَادَلَ Ve إِلْحَادٌ فِي الْحَرَمِ [ilḩâd fi’l- ḩarem] yaʹnî işbu ﴿وَمَنْ يُرِدْ فِيهِ بِإِلْحَادٍ﴾ الآية kerîmesinde vâkiʹإِلْحَادٌ[ilḩâd]dan murâd, me΄mûr olduğu aʹmâl ve harekâtta kasd ve ʹadli terk eylemek yâhûd hâşâ işrâk billâhi yâhûd zulm ve sitem yâhûd ihtikâr-ı gılâl eylemektir; yukâlu: أَلْحَدَ الرَّجُلُ فِي الْحَرَمِ أَيْ تَرَكَ الْقَصْدَ فِيمَا أُمِرَ بِهِ أَوْ أَشْرَكَ بِاللهِ أَوْ ظَلَمَ أَوِ احْتَكَرَ الطَّعَامَ Ve

إِلْحَادٌ [ilḩâd] Bir adama bâtıl sözler söyleyerek tahkîr ve âzâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَلْحَدَ بِزَيْدٍ إِذَا أَزْرَى بِهِ وَقَالَ عَلَيْهِ بَاطِلاً

Vankulu Lugatı - الإلحاد maddesi

اَلْإِلْحَادُ [el-ilḩâd] (hemzenin kesri ve lâm’ın sükûnuyla) ʹUdûl etmek; yukâlu: أَلْحَدَ فِي دِينِ اللهِ أَيْ حَادَ عَنْهُ وَعَدَلَ Ve

إِلْحَادٌ [ilḩâd] Ḩarem’de zulm etmek maʹnâsına. Ve bunun aslı Bârî taʹâlânın kavlinden me΄hûzdur: ﴿وَمَنْ يُرِدْ فِيهِ بِإِلْحَادٍ بِظُلْمٍ﴾ (الحج 25) Ve بِظُلْمٍ de bâ΄ zâ΄iddir. Ve

إِلْحَادٌ [ilḩâd] Kabrin bir cânibin yarmağa dahi derler; yukâlu: أَلْحَدْتُ لِلْقَبْرِ بِمَعْنَى لَحَدْتُهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı