اَلْإِمِّلاَسُ [el-immilâs] (mîm’in teşdîdiyle إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde ki aslı إِمْتِلاَسٌ [imtilâs] idi) ve
اَلتَّمَلُّسُ [et-temellus] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) ve
اَلْإِمْلِيسَاسُ [el-imlîsâs] (إِحْمِيرَارٌ [iḩmîrâr] vezninde) ve
اَلْإِنْمِلاَسُ [el-inmilâs] (إِنْفِعَالٌ [infiʹâl] vezninde) Sıvışıp ve sıyrılıp kurtulmak maʹnâsınadır; sabunun elden sıvıştığı gibi; yukâlu: إِمْلَسَّ مِنَ الْأَمْرِ وَتَمَلَّسَ وَإِمْلاَسَّ وَاِنْمَلَسَ إِذَا أَفْلَتَ Ve
إِمْتِلاَسٌ [imtilâs] (aslı üzere) Sürʹatle kapmak maʹnâsınadır; yukâlu: أُمْتُلِسَ بَصَرُهُ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا اخْتُطِفَ
اَلتَّمَلُّسُ [et-temellus] (fethateynle ve lâm’ın zammı ve teşdîdiyle) ve
اَلْإِمِّلَاسُ [el-immilâs] (hemzenin kesri ve mîm’in kesri ve teşdîdiyle) Düz olmak; yukâlu: مَلَّسَهُ قَتَمَلَّسَ وَامْلَسَّ Ve bu aslında إِنْفَعَلَ idi idgâm olunup إِمْلَسَّ oldu. Ve
إِنْمِلَاسٌ [inmilâs] Kaçmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: إِنْمَلَسَ مِنَ الْأَمْرِ إِذَا أَفْلَتَ مِنْهُ Ve
تَمْلِيسٌ [temlîs] Kaçırmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَلَّسْتُهُ أَنَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı