اَلْإِجَابُ [el-icâb] ve
اَلْإِجَابَةُ [el-icâbet] (hemzelerin kesriyle) ve
اَلْجَابَةُ [el-câbet] (طَاعَةٌ [ṯâʹat] vezninde) ve
اَلْمَجُوبَةُ [el-mecûbet] (مَثُوبَةٌ [mešamp;ûbet] vezninde) ve
اَلْجِيبَةُ [el-cîbet] (cîm’in kesriyle) Cümlesi جَوَابٌ [cevâb] maʹnâsınadır. Ve bunlar da اِجَابٌ [icâb] ve اِجَابَةٌ [icâbet] ve مَجُوبَةٌ [mecûbet] ki masdar-ı mîmîdir, efʹâlden masdarlardır, sâ΄ile cevâb vermek maʹnâsınadır; yukâlu: أَجَابَهُ وَأَجَابَ عَنْهُ Ve جَابَةٌ [câbet] ve جِيبَةٌ [cîbet], جَوَابٌ [cevâb] gibi ismlerdir, ke-mâ se-yuzkeru; ve minhu’l-emsâlu: “أَسَاءَ سَمْعًا فَأَسَاءَ جَابَةً”
اَلْجَابَةُ [el-câbet] İsmdir, bi-menzileti اَلطَّاعَة وَالطَّاعَة ve yukâlu: أَسَاءً سَمْعًا فَأَسَاءَ جَابَةً Yaʹnî “Sözü yaramaz işitti ve yaramaz cevâb verdi.”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı