اَلْجَأْيُ [el-ce΄y] (cîm’in fethi ve hemzenin sükûnuyla) Libâsı dikip ıslâh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَأَى الثَّوْبَ جَأْوًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا خَاطَهُ وَأَصْلَحَهُ Ve mevâşîyi hıfz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَأَى الْغَنَمَ إِذَا حَفِظَهَا Ve bir nesneyi örtüp bürümek maʹnâsınadır; yukâlu: جَأَىَ الشَّيْءَ إِذَا غَطَّاهُ Ve ketm ve setr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَأَى الشَّيْءَ إِذَا كَتَمَهُ وَسَتَرَهُ Ve alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: جَآهُ إِذَا حَبَسَهُ Ve minhu yukâlu: أَحْمَقُ لَا يَجْأَى مَرْغَهُ أَيْ لَا يَحْبِسُ لُعَابَهُ Yaʹnî “Ağzının salyasını tutmayıp dâ΄imâ akıtır.” Ve bu durûbdandır, ketm-i râz eylemeyen kimse hakkında darb olunur. Ve menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَآهُ إِذَا مَنَعَهُ Şârihin beyânına göre مَسْحٌ nüshası galattır. Ve yırtık yamamak maʹnâsınadır; yukâlu: جَأَى السِّقَاءَ إِذَا رَقَعَهُ
اَلْجَأْيُ [el-ce΄y] (cîm’in fethi ve hemzenin sükûnu ile) Isırmak, عَضٌّ[ʹaḋḋ] maʹnâsına. Ve
جَأْيٌ [ce΄y] Ağzı yarın ağızda habs etmeğe dahi derler; yukâlu: “أَحْمَقُ لَا يَجْأَى مَرْغَهُ” إِذَا لَمْ يَحْبِسْ لُعَابَهُ Ve مَرْغٌ [merġ] râ-yı mühmele ve ġayn-ı muʹceme ile ağız yarına derler. Ve kırba su tutmamağa dahi derler; yukâlu: سِقَاءٌ لَا يَجْأَى شَيْئًا أَيْ لَا يُمْسِكُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı