اَلْحَضَرُ [el-ḩaḋar] (fethateynle) ve
اَلْحَضْرَةُ [el-ḩaḋret] (ḋâd’ın sükûnuyla) ve
اَلْحَاضِرَةُ [el-ḩâḋiret] ve
اَلْحِضَارَةُ [el-ḩiḋâret] (ḩâ’nın kesri ve fethiyle) Bâdiye mukâbilidir ki bilâd ve kurâ ve kasabât demek olur. Bedevî, sahrâyî demektir ki hoş-nişîn tâ΄ifesidir. حَضَرِيٌّ [ḩaḋariyy] şehrî ve karavî olacaktır; yukâlu: هُوَ مِنْ أَهْلِ الْحَضَرِ وَالْحَضْرَةِ وَالْحَاضِرَةِ وَالْحِضَارَةِ أَيْ خِلاَفُ الْبَادِيَةِ Ve
حِضَارَةٌ [ḩiḋâret] كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) Masdar olur, şehrde ve köyde ikâmet eylemek maʹnâsına ki şehrî yâhûd karavî olmak murâddır; yukâlu: حَضَرَ فُلاَنٌ حَضَارَةً إِذَا أَقَامَ فِي الْحَضَرِ Ve bu بَدَاوَةٌ [bedâvet] mukâbilidir.
اَلْحَاضِرَةُ [el-ḩâḋiret] بَادِيَةٌ [bâdiyet]in yaʹnî beyâbânın mukâbili ki onlar şehrler ve köylerdir; yukâlu: فُلَانٌ مِنْ أَهْلِ الْحَاضِرَةِ وَفُلَانٌ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı