اَلْحَالِقُ [el-ḩâliḵ] Süt ile dopdolu memeye denir; yukâlu: ضَرْعٌ حَالِقٌ أَيْ مُمْتَلِئٌ Ve etrâfında olan ağaç dallarına ve sâ΄ir çubuklara sarılmış asmaya denir. Ve pek yüksek dağa denir; yukâlu: سَقَطَ مِنَ الْحَالِقِ أَيِ الْجَبَلِ الْمُرْتَفِعِ Ve uğursuz meş΄ûm nesneye ıtlâk olunur, حَلْقٌ [ḩalḵ]-ı ikbâl eylediği için; mübâlagaten حَالِقَةٌ [ḩâliḵat] dahi denir; yukâlu: شَخْصٌ حَالِقٌ وَحَالِقَةٌ أَيْ مَشْؤُومٌ
اَلْحَالِقُ [el-ḩâliḵ] (lâm’ın kesri ile) Şol memedir ki sütüyle dolu ola, gûyâ ki حُلْقٌ [ḩulḵ]ına dek yaʹnî boğazına dek dolmuştur. Ve
حَلْقٌ [ḩalḵ] Asma çubuğunun ağaca dolaşan nesnesine dahi derler. Ve
حَالِقٌ [ḩâliḵ] Yüksek dağa dahi derler, cebel-i mürtefiʹ maʹnâsına; yukâlu: جَاءَ مِنْ حَالِقٍ أَيْ مِنْ مَكَانٍ مُشْرِفٍ ve
حَالِقٌ [ḩâliḵ] Tırâş edici maʹnâsına dahi gelir; minhu kavluhum: لَا تَفْعَلْ ذَاكَ أُمُّكَ حَالِقٌ أَيْ أَثْكَلَهَا اللهُ حَتَّى تَحْلِقَ شَعْرَهَا Yaʹnî “Hak taʹâlâ seni helâk edip vâlideni musîbete uğratsın.”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı