اَلْحُوَّةُ [el-ḩuvvet] (ḩâ’nın zammı ve vâv’ın teşdîdiyle) Elvândan hudrete mâ΄il olan sevâd, ʹalâ-kavlin sevâda mâ΄il olan humrettir ki karamtık kırmızıdır, at kısmında doru taʹbîr olunur; yukâlu: بِهِ حُوَّةٌ أَيْ سَوَادٌ إِلَى الْخُضْرَةِ أَوْ حُمْرَةٌ إِلَى السَّوادِ Ve
حُوَّةُ الْوَادِي [ḩuvvetu’l-vâdî] Derenin bir cânibine ıtlâk olunur; yukâlu: قَعَدَ حُوَّةَ الْوَادِي أَيْ جَانِبَهَا
اَلْحُوَّةُ [el-ḩuvvet] (ḩâ’nın zammı ve vâv’ın teşdîdiyle) Doruya mâ΄il olan levndir, demir pası misâlinde. Aṡmaʹî eyitti: حُوَّةٌ [ḩuvvet] şol kırmızılıktır ki karaya mâ΄il ola. Ve
حُوَّةٌ [ḩuvvet] At zikr olunan levn üzere olmağa dahi derler, ʹalâ-mâ se-yecî΄u. Ve
حُوَّةٌ [ḩuvvet] Dudak siyâha mâ΄il olmağa dahi derler. Ve
حُوَّةٌ [Ḩuvvet] Bilâd-ı Kelb’de bir yerin ismidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı