el-ḩavḵalet ~ اَلْحَوْقَلَةُ

Kamus-ı Muhit - الحوقلة maddesi

اَلْحَوْقَلَةُ [el-ḩavḵalet] (حَوْصَلَةٌ [ḩavṡalet] vezninde) Şol gerdanı uzun şîşeye denir ki sakkâlar taşırlar. Ve süst ve sölpük zekere denir. Ve adımları sık sık atarak tîz tîz yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: حَوْقَلَ الرَّجُلُ إِذَا مَشَى سَرِيعًا وَقَارَبَ الْخَطْوَ Ve zaʹf ve ʹacz ve iʹyâ΄ maʹnâsınadır; yukâlu: حَوْقَلَ الرَّجُلُ إِذَا ضَعُفَ وَأَعْيَا Ve uyumak maʹnâsınadır; yukâlu: حَوْقَلَ الرَّجُلُ إِذَا نَامَ Ve idbâr maʹnâsınadır; yukâlu: حَوْقَلَ إِذَا أَدْبَرَ Ve cimâʹdan ʹâciz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَوْقَلَ الشَّيْخُ إِذَا أَعْجَزَ عَنِ الْجِمَاعِ Ve pîr ve sâl-horde adam nâ-tüvânlıktan ellerini böğrüne dayamak maʹnâsınadır ki kıyâma ʹaczden neş΄et eder; yukâlu: حَوْقَلَ الشَّيْخُ إِذَا اعْتَمَدَ بِيَدَيْهِ عَلَى خَصْرِهِ Ve öte kakmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَوْقَلَهُ إِذَا دَفَعَهُ

Vankulu Lugatı - الحوقلة maddesi

اَلْحَوْقَلَةُ [el-ḩavḵalet] (ḩâ’nın ve ḵâf’ın fethiyle) ve

اَلْحِيقَالُ [el-ḩîḵâl] (ḩâ’nın kesri ve meddiyle) Bir kimse ziyâde pîr olduğundan cimâʹa kâdir olmamaktır. Ve

حَوْقَلَةٌ [ḩavḵalet] Sölpük olan zekere dahi derler. Cevherî eyitti: Müte΄ahhirînden baʹzı حَوْقَلَةٌ [ḩavḵalet]i fâ’yla zuʹm edip büyük olan zeker başıdır, حَفْلٌ [ḩafl]den me΄hûzdur demiştir lâkin bu mesmûʹ değildir dedi. Ve hem Cevherî eyitti: Ben Ebu’l-Ġavšamp;’ten su΄âl edip حَوْقَلَةٌ [ḩavḵalet] nedir dedim eyitti: حَوْقَلَةٌ [ḩavḵalet] ziyâde pîr olan kimsenin zekeridir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı