el-ḩuncûr ~ اَلْحُنْجُورُ

Kamus-ı Muhit - الحنجور maddesi

اَلْحُنْجُورُ [el-ḩuncûr] (زُنْبُورٌ [zunbûr] vezninde) Küçük sepete denir; yukâlu: وَضَعَهُ فِي حُنْجُورٍ أَيْ سَفَطٍ صَغِيرٍ Ve şol şişeye denir ki içine göz otu makûlesi süfûflar korlar. Ve حُلْقُومٌ [ḩulḵûm] maʹnâsınadır. Mü΄ellif gerçi حُلْقُومٌ [ḩulḵûm]u حَلْقٌ [ḩalḵ] ile tefsîr eylemiştir, lâkin müsâmaha eylemiştir ve burada حُلْقُومٌ [ḩulḵûm] ile beyânı ibhâma müştemildir. Baṡâ΄ir’de nûn’un asâletine mebnî zâ΄id bahsinde îrâd ve re΄s-i غَلْصَمَةٌ [ġalṡamet] ile beyân eylemiştir. غَلْصَمَةٌ [ġalṡamet] boğazda boğurtlağın başındaki yumruya denir. Kaldı ki boğazın fezâsında iki mecrâ vardır ki biri havâ eğirip nefes alacak mecrâdır buna حُنْجُورٌ [ḩuncûr] ve حُلْقُومٌ [ḩulḵûm] ve حَنْجَرَةٌ [ḩanceret] ve kasaba-i riyye derler, Türkîde boğurtlak ve Fârisîde nây-ı gelû denir; bunun mahalli رَقَبَةٌ [raḵabet]in önünde vazʹ olunmuştur ki hissen zâhirdir ve dîgeri taʹâm tenâvül olundukta miʹdeye vâsıl olacak mecrâdır ki buna مَرِيءٌ [merî΄] ve بُلْعُومٌ [bulʹûm] derler, Türkîde kızılöyken ve Fârisîde gelûy-ı sürh derler, bir ucu fem-i miʹdeye vâsıl olur.

Vankulu Lugatı - الحنجور maddesi

اَلْحَنْجَرَةُ [el-ḩanceret] (ḩâ’nın ve cîm’in fethleriyle ve mâ-beynde nûn’nu sükûnuyla) ve

اَلْحُنْجُورُ [el-ḩuncûr] (ḩâ’nın ve cîm’in zammeleriyle) Boğaz, حُلْقُومٌ [ḩulḵûm] maʹnâsına, nûn ziyâde etmekle.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı