اَلدَّأْلُ [ed-de΄l] (dâl’ın fethi ve hemzenin sükûnuyla ve fethiyle) ve
اَلدَّأَلَى [ed-de΄elâ] (جَمَزَى [cemezâ] vezninde) Zaʹîf ve âheste yürümek ʹalâ-kavlin adımları sık sık atarak yelmek yâhûd cünbüşlü neşâtlı yürümek maʹnâsınadır. Burada دَأْلٌ [de΄l] masdar ve دَأَلَى [de΄elâ] ismdir; yukâlu: دَأَلَ الرَّجُلُ دَأْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا مَشَى ضَعِيفَةً أَوْ عَدَا مُتَقَارِبًا أَوْ مَشَى نَشِيطًا Ve
دَأْلٌ [de΄l] ve
دَأَلَانٌ [de΄elân] (fetehâtla) Bir adama reng ve fend edip aldamak maʹnâsınadır; yukâlu: دَأَلَ فُلَانًا دَأْلًا وَدَأَلَانًا إِذَا خَتَلَهُ Ve
دَأَلَانٌ [de΄elân] (fetehâtla) إِبْنُ آوَى [ibn âvâ] ismidir ki çakal dedikleri cânverdir; tesmiye bi’l-masdardır.
اَلدَّأْلُ [ed-de΄l] (dâl’ın fethi ve hemzenin sükûnuyla) Aldamak, خَتْلٌ [ḣatl] maʹnâsına. Ve Ebû Zeyd eyitti: دَأْلٌ [de΄l] bir cins yürümektir, sibâʹın saydı aldamada olan yürümesi gibi yâhûd yükü ağır olan kimse yürümesi gibi. Ve Aṡmaʹî Kitâb-ı Ḣayl’da atın yürümesi vasfında eyitti: اَلدَّأَلَانُ [ed-de΄elân] fethateynle şol yürümektir ki adımı birbirine mütekârin olup yükü ağırlanmış kimse gibi yürüye.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı