اَلدَّرْمُ [ed-derm] (dâl’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla) ve
اَلدَّرِمُ [ed-derim] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلدَّرَمُ [ed-derem] (كَرَمٌ [kerem] vezninde) ve
اَلدَّرَمَانُ [ed-deremân] (fetehâtla) ve
اَلدَّرَامَةُ [ed-derâmet] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) Kirpi ve tavşan makûlesi hayvân sürʹatle adımlarını sık sık atarak yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: دَرَمَ الْقُنْفُذُ دَرْمًا وَدَرَمًا وَدَرَمًا وَدَرَمَانًا وَدَرَامَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَارَبَ الْخَطْوَ فِي عَجَلَةٍ
اَلدَّرَمَانُ [ed-deremân] (fethateynle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: دَرَمَتِ الْأَرْنَبُ وَغَيْرُهَا تَدْرِمُ دِرَمًا وَدَرَمَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve Ebû Zeyd eyitti: دَرَمَتِ الدَّابَّةُ derler; إِذَا دَبَّتْ دَبِيبًاYaʹnî te΄΄enniyle yürüse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı