ed-delîk ~ اَلدَّلِيكُ

Kamus-ı Muhit - الدليك maddesi

اَلدَّلِيكُ [ed-delîk] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Yel tozutup savurduğu toprağa denir. Ve Türkmenlerin hoşmerim dedikleri yiyeceğe denir ki kaymakla sütten tertîb ederler, ʹalâ-kavlin hurmâ ile kaymaktan müretteb olur; yukâlu: أَطْعَمَنَا الدَّلِيكَ وَهُوَ طَعَامٌ مِنَ الزُّبْدِ وَاللَّبَنِ أَوْ زُبْدٌ وَتَمْرٌ Ve bir nebât adıdır. Ve verd-i ahmerin semerine denir ki çiçeği döküldükten sonra biter, tâze hurmâ gibi şîrîn olur, Şâm’da onaصُرْمُ الدِّيكِ [ṡurmu’d-dîk] derler. ʹAlâ-kavlin دَلِيكٌ [delîk] yabanî kırmızı gülün semeridir, cirm ve humrette hurmâ koruğu kadar ve halâvette tâze hurmâ tadına şebîh olur, Yemen’de birbirine ihdâ ederler. Baʹzı müfredâtta دَلِيكٌ [delîk] çilek dedikleri mevye ile müfesserdir ve çilek ondan muharref olmak akrebdir. Ve

دَلِيكٌ [delîk] Umûr ve mesâlihe mümâreset eylemiş, kâr-güzâr ve tecribe-kâr adama ıtlâk olunur; cemʹi دُلُكٌ [duluk]tur, عُنُقٌ [ʹunuḵ] vezninde; yukâlu: رَجُلٌ دَلِيكٌ إِذَا كَانَ قَدْ مَارَسَ الْأُمُورَ

Vankulu Lugatı - الدليك maddesi

اَلدَّلِيكُ [ed-delîk] (dâl’ın fethi ve lâm’ın kesri ve meddiyle) Şol topraktır ki onu yel savurur. Ve

دَلِيكٌ [delîk] Şol taʹâma derler ki kaymakla hurmâdan ederler, tirit gibi. Cevherî eydür: Ben zann ederim ki o lisân-ı Fârisîde çengâl-hâst dedikleri taʹâmdır ki ona omaç ve yağcumur derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı