er-râʹûfet ~ اَلرَّاعُوفَةُ

Kamus-ı Muhit - الراعوفة maddesi

اَلرَّاعُوفَةُ [er-râʹûfet] ve

اَلْأُرْعُوفَةُ [el-urʹûfet] (أُضْحُوكَةٌ [uḋḩûket] vezninde) Şol kayaya denir ki kuyuyu kazar iken alıkorlar, tâ ki vakt-i hâcette kuyu ayırtlanır iken ayırtlayan kimse o kayanın üzerinde oturup ayırtlaya, ʹalâ-kavlin kuyunun ağzında su çeken kimsenin basıp duracağı iri taşa denir; yukâlu: رَاعُوفَةُ الْبِئْرِ وَأُرْعُوفَتُهَا أَيْ صَخْرَةٌ تُتْرَكُ فِي أَسْفَلِ الْبِئْرِ إِذَا احْتُفِرَتْ تَكُونُ هُنَاكَ لِيَجْلِسَ الْمُسْتَقِي عَلَيْهَا حِينَ التَّنْقِيَةِ أَوْ تَكُونُ عَلَى رَأْسِ الْبِئْرِ يَقُومُ عَلَيْهَا الْمُسْتَقِي

Vankulu Lugatı - الراعوفة maddesi

اَلرَّاعُوفَةُ [er-râʹûfet] (ʹalâ-vezni اَلْقَارُورَة [el-ḵârûret]) Şol kayadır ki kuyuyu kazarken dibinde alıkorlar, tâ ki vakt-i hâcette kuyu ayırtlandığı hînde kuyuyu üyürtleyen mezbûr kayanın üzerinde oturup ayırtlaya. Baʹzılar eyitti: رَاعُوفَةٌ [râʹûfet] şol taştır ki kuyudan su çeken o taşın üzerine basar dahi çeker. Ve fi’l-hadîsi: “أَنَّهُ حِينَ سُحِرَ جُعِلَ سِحْرُهُ فِي جُفِّ طَلْعَةٍ وَدُفِنَ تَحْتَ رَاعُوفَةِ الْبِئْرِ” Ve جُفٌّ [cuff] cîm’in zammı ile hurmânın meyvesidir. Ve zâhir budur ki hadîs-i şerîfte رَاعُوفَةٌ [râʹûfet] re΄s-i bi΄rde olan taştır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı