اَلزَّأْرُ [ez-ze΄r] (zâ’nın fethi ve hemzenin sükûnuyla) ve
اَلزَّئِيرُ [ez-ze΄îr] (zâ’nın fethiyle) Arslanın sînesinden zuhûr eden savta denir ki inirti ve gümürtü taʹbîr olunur; yukâlu: لَيْثٌ لَهُ زَأْرٌ وَزَئِيرٌ أَيْ صَوْتٌ مِنْ صَدْرِهِ Ve
زَأْرٌ [ze΄r] ve
زَئِيرٌ [ze΄îr] ve
تَزْءَارٌ [tez΄âr] (تَذْكَارٌ [težkâr] vezninde) Masdar olurlar, arslan gümrenmek ve bağırmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَأَرَ الْأَسَدُ وَزَئِرَ زَأْرًا وَزَئِيرًا وَتَزْءَارًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالثَّالِثِ وَالرَّابِعِ إِذَا صَاتَ مِنْ صَدْرِهِ Ve esrimiş deve, arslan gibi içerisinden uzun uzadı inremek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: زَأَرَ الْفَحْلُ إِذَا رَدَّدَ صَوْتَهُ فِي جَوْفِهِ ثُمَّ مَدَّهُ
اَلزَّئِيرُ [ez-ze΄îr] (ʹalâ-vezni اَلْكَرِيمُ [el-kerîm]) Arslan âvâzı ki arslanın sînesinde devr eder; yukâlu: زَأَرَ يَزْئِرُ زَأْرًا وَزَئِيرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı