اَلزِّبَعْرَى [ez-zibaʹrâ] (zâ’nın kesri ve bâ’nın fethi ve kasr ile) Bed-hûy adama denir; yukâlu: رَجُلٌ زِبَعْرَى أَيِ السَّيِّءُ الْخُلُقِ Ve vücûdu yoğun adama denir; yukâlu: رَجُلٌ زِبَعْرَى أَيْ غَلِيظٌ Mü΄ennesinde زِبَعْرَاةٌ [zibaʹrât] denir hâ’yla. Ve
زِبَعْرَى [zibaʹrâ] Yüzünün ve kaşlarının ve sakalının kılları gür ve firâvân olan kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ زِبَعْرَى أَيِ الْكَثِيرُ شَعْرِ وَجْهِهِ وَحَاجِبَيْهِ وَلِحْيَتِهِ Ve Ḩicâz’a mahsûs bir şecerin adıdır. Ve timsâh dedikleri su cânverinin dişisine denir. ʹAlâ-kavlin bir gûne dâbbeye denir ki boynuzuyla fîli alıp götürür, kütüb-i cogrâfiyyede gergedan dedikleri cânver-i Hindî ile müfesserdir Ve
زِبَعْرَى [Zibaʹrâ] Şuʹarâ-yı ʹArabdan ʹAbdullah el-Ḵureşî pederinin ismidir.
اَلزِّبَعْرَى [ez-zibaʹrâ] (zâ’nın kesri ve bâ’nın fethi ve ʹayn-ı mühmelenin sükûnuyla ve elifin kasrıyla) Halkı yaramaz olan kimse. Bu sebebden ricâlden baʹzı kimseye ism olmuştur. Ebû ʹUbeyde eyitti: زِبْعَرَى [zibaʹrâ] şol yüzünün kılı çok olan kimsedir ki kaşları ve sakalı gür ola ve devede dahi hâl böyledir; yukâlu: جَمَلٌ زِبْعَرَى Ebû ʹAmr dahi böyle rivâyet kılmıştır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı