اَلشَّكْوَى [eş-şekvâ] (şîn’in fethi ve elifin kasrıyla ve tenvînle de câ΄izdir) ve
اَلشِّكَاةُ [eş-şikât] (şîn’in kesriyle) ve
اَلشَّكَاوَةُ [eş-şekâvet] (şîn’in fethiyle) ve
اَلشَّكِيَّةُ [eş-şekiyyet] (غَنِيَّةٌ [ġaniyyet] vezninde) ve
اَلشِّكَايَةُ [eş-şikâyet] (حِكَايَةٌ [ḩikâyet] vezninde) Bir kimse zaʹf-ı hâlini ihbâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَكَا أَمْرَهُ إِلَى اللهِ يَشْكُو شَكْوًى وَشِكَاةً وَشَكَاوَةً وَشَكِيَّةً وَشِكَايَةً إِذَا أَخْبَرَهُ بِضَعْفِ حَالِهِve yukâlu: شَكَا فُلَانًا عَنْهُ إِذَا أَخْبَرَهُ بِسُوءِ فِعْلِهِ بِهِ Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre bu mâddenin aslı zikri âtî شَكْوَةٌ [şekvet] dedikleri su kabının ağzını açmak maʹnâsına olmakla izhâr-ı bešamp;šamp; ü hüzn ve ihbâr-ı zaʹf-ı hâl maʹnâsında müsteʹârdır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı