اَلشَّكْلَاءُ [eş-şeklâ΄] (صَحْرَاءُ [ṡaḩrâ΄] vezninde) Bu dahi hâcet maʹnâsınadır. Ve شُكْلَةٌ [şuklet]i olan göze denir; yukâlu: عَيْنٌ شَكْلَاءُ أَيْ بِهَا شُكْلَةٌ Ve böğürleri ak olan dişi koyuna denir; yukâlu: نَعْجَةٌ شَكْلَاءُ أَيِ الْبَيْضَاءُ الشَّاكِلَةِ
اَلشَّكْلَاءُ [eş-şeklâ΄] (şîn’in fethi ve elifin meddiyle) Mü΄ennesi. Ve
شَكْلَاءُ [şeklâ΄] Hâcete dahi derler. Ve
شَكْلَاءُ [şeklâ΄] Şol göze dahi derler ki onun beyâzında kırmızılık ola. Ve
أَشْكَلُ [eşkel] Şol kimsedir ki onun gözü zikr olunan vech üzere ola. Ve
أَشْكَلُ [eşkel] Şol kana derler ki beyâza mâ΄il ola; yukâlu: دَمٌ أَشْكَلُ إِذَا كَانَ فِيهِ بَيَاضٌ وَحُمْرَةٌ Nitekim İbn Dureyd eyitti: kana أَشْكَلُ [eşkel] şol vakt derler ki ona beyâz karışık ola. Ve
أَشْكَلُ [eşkel] Dağda biten sidr ağacına dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı