el-ʹuṡfûr ~ اَلْعُصْفُورُ

Kamus-ı Muhit - العصفور maddesi

اَلْعُصْفُورُ [el-ʹuṡfûr] (زُنْبُورٌ [zunbûr] vezninde) Serçe kuşuna denir. Mü΄ennesinde عُصْفُورَةٌ [ʹuṡfûret] denir; cemʹi عَصَافِيرُ [ʹaṡâfîr]dir. Bu maʹnâdandır ki ʹArablar “Filânın karnı acıktı” diyecek yerde نَقَّتْ عَصَافِيرُ بَطْنِهِ derler. Ve

عُصْفُورٌ [ʹuṡfûr] Erkek çekirgeye denir. Ve hevdecde ve mihaffede şol haşebeye denir ki sâ΄ir ahşâbın uçları onun üzerine üstüvâr olur ki mihaffenin ve hevdecin mâddesi olacaktır. Ve deve semerinde olan şol ağaçlara denir ki semerin hânelerinin uçları sinirler ile ona bend olunur ve o dört haşebedir ki semer ağacının kaşında olur, her semerin kaşında iki haşebe olur. Ve yine deve semerinde olan şol ağaç pâresine denir ki ona kınnabların uçları bend olunur ki semerin ön kaşının ara yerinde meşdûd olur. Ve

عُصْفُورٌ [ʹuṡfûr] Cebhede saçın asl menbitine denir. Ve şol yumruca kemiğe denir ki at kısmının alnında olur. Ve bu iki dâne olur; ikisine عُصْفُورَانِ [ʹuṡfûrân] derler. Ve dimâgın bir kıtʹasına denir ki asl dimâgdan munfasılca olup aralarında bir incerek dericeğiz olur. Ve atın alnından burun deliklerine kadar nâzil olmuş gurreye denir. Ve kitâba denir. Ve gemi mîhına denir, مِسْمَارُ السَّفِينَةِ [mismâru’s-sefînet] maʹnâsına. Ve pâdişâha ve vâlî ve seyyid ve ser-gerdeye denir.

Vankulu Lugatı - العصفور maddesi

اَلْعُصْفُورُ [el-ʹuṡfûr] (ʹayn’ın zammı ve fâ’nın zammı ve meddi ve ṡâd’ın mâ-beyninde sükûnuyla) Serçe dedikleri kuştur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı