اَلْفَارِعُ [el-fâriʹ] Serv-i sehî gibi tenâsüb üzere bülend ve bâlâ olan hûb ve latîf ve mevzûn nesneye denir; yukâlu: شَيْءٌ فَارِعٌ أَيْ عَالٍ مُرْتَفِعٌ هَيِّءٌ حَسَنٌ Ve alçak ve kemter şey΄e denmekle zıdd olur; yukâlu: شَيْءٌ فَارِعٌ أَيْ مُسْتَفِلٌ Ve
فَارِعٌ [Fâriʹ] Medîne’de bir hısn adıdır. Ve Vâdi’s-Serât nâm mahalde bir karye adıdır ki Sâye kurbünde vâkiʹdir. Ve Sâye, Mekke’ye karîb bir vâdîdir. Ve
فَارِعٌ [Fâriʹ] Ṯâ΄if türâbında bir mevziʹ adıdır. Ve
فَارِعٌ [fâriʹ] فَرَعَةٌ [fereʹat] lafzından ki fetehâtladır, müfred olur, sultân ve vâlî ve hâkimin etbâʹ ve aʹvânına denir; yukâlu: هُوَ فَارِعٌ مِنْ فَرَعَةِ السُّلْطَانِ أَيْ مِنْ أَعْوَانِهِمْ
اَلْفَارِعُ [el-fâriʹ] (râ’nın kesriyle) Şol dağdır ki yanında olan dağdan uzun ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı