el-fâsiḵ ~ اَلْفَاسِقُ

Kamus-ı Muhit - الفاسق maddesi

اَلْفَاسِقُ [el-fâsiḵ] Tarîk-i haktan hâric olan adama denir, gerek aslî ve gerek ʹârızî olsun, Baʹzılar ʹindinde maʹnâ-yı mezbûrdan me΄hûzdur. Ve lafz-ı mezbûr ʹArabî-i hâlis iken ricâl-i Câhiliyye’nin mensûr ve manzûm kelâmlarında katʹâ vârid olmamıştır. Suyûṯî Muzhir’de dedi ki فِسْقٌ [fisḵ] lafzını ʹArab mücerred hurûc maʹnâsına istiʹmâl ederler idi, baʹdehu şâriʹ tâʹat-ı ilâhîden hurûc-ı fâhiş ile hurûc maʹnâsına nakl edip bu vech üzere hâric olan kimseye فَاسِقٌ [fâsiḵ] ıtlâk eyledi. Pes maʹnâ-yı mezbûr ıstılâh-ı şerʹî olur. Mü΄ellifin murâdı maʹnâ-yı mezbûrda istiʹmâl-i ʹArab vâkiʹ olmadı demek olur, yoksa hurûc maʹnâsına beynlerinde mütedavildir, niteki فَسَقَ الرُّطَبَةُ misâli mürûr eyledi. Pes Muzhir’in takrîrine göre فَسَقَ الرُّطَبَةُ misâli mücerred temsîl olur, lâkin Râġib’in beyânına göre mahsûstur.

Vankulu Lugatı - الفاسق maddesi

اَلْفَاسِقُ [el-fâsiḵ] (sîn’in kesriyle) Fâcir maʹnâsına, yaʹnî tarîk-i salâhtan meyl ve hurûc eden kimse. Aḣfeş eyitti: İbnu’l-Aʹrâbî eyitti: Kelâm-ı câhiliyyette ve eşʹâr-ı câhiliyyette فَاسِقٌ [fâsiḵ] lafzı vâkiʹ olmamıştır. Ve İbn u’l-Aʹrâbî’nin bu kelâmı garîbdir, zîrâ فَاسِقٌ [fâsiḵ] lafzı ki ʹArabî-i hâlis ola, mezbûrların kelâmında vâkiʹ olmamak baʹîddir dedi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı