el-feṡâḩat ~ اَلْفَصَاحَةُ

Kamus-ı Muhit - الفصاحة maddesi

اَلْفَصْحُ [el-faṡḩ] (fâ’nın fethi ve ṡâd’ın sükûnuyla) ve

اَلْفَصَاحَةُ [el-feṡâḩat] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) Zuhûr ve beyân maʹnâsınadır ki bir nesne belli ve âşikâr olmaktan ʹibârettir. Asl-ı mâdde sütün köpüğü gidip hâlis kalmak maʹnâsına mevzûʹ olup baʹdehu mutlakan bir nesnenin şâ΄ibeden hâlis olmasında istiʹmâl olunmuştur. Bu münâsebetle mütekellim cerî ve talîkü’l-lisân olup kelâmı beyyin ve lahn ve hatâ ve lüknetten sâlim ve hâlis olmakta istiʹmâl olundu. Kelime-i müfredeye ve kelâma ve mütekellime vasf olur, niteki kütüb-i maʹânîde meşrûhtur; yukâlu: فَصُحَ الرَّجُلُ فَصَاحَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ إِذَا كَانَ فَصِيحًا Ve

فَصَاحَةٌ [feṡâḩat] Aʹcemî olan kimse ʹArabiyye taʹallüm eylemekle lahn ve hatâdan sâlim ʹibâre-i ʹArabiyye ile muhâtabın fehm ve idrâk edeceği kelâm tekellüm eder olmak, ʹalâ-kavlin zâtında ʹArabî iken kavâʹid ve akyiseye ziyâdesiyle âşinâlık tahsîl eylemekle fesâhati müzdâd olmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: فَصُحَ اْلأَعْجَمِيُّ فَصَاحَةً إِذَا تَكَلَّمَ بِالْعَرَبِيَّةِ وَفُهِمَ عَنْهُ أَوْ يُقَالُ فَصُحَ الرَّجُلُ إِذَا كَانَ عَرَبِيَّا فَازْدَادَ فَصَاحَةً

Vankulu Lugatı - الفصاحة maddesi

اَلْفَصَاحَةُ [el-feṡâḩat] (fâ’nın fethiyle) Fasîh olmak; yukâlu: فَصُحَ الْعَجَمِيُّ مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ فَصَاحَةً إِذَا جَادَتْ لُغَتُهُ حَتَّى لَا يَلْحَنُ Yaʹnî tekellümü kavâʹid-i ʹArabiyyeye muvâfık olup hata΄ etmez olsa. Ve sütün köpüğü alınmağa dahi derler; yukâlu: فَصُحَ اللَّبَنُ إِذَا أُخِذَتْ مِنْهُ الرَّغْوَةُ Ve رَغْوَةٌ [raġvet] râ-i mühmele ve ġayn-ı muʹceme ile süt köpüğüne derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı