el-ḵatt ~ اَلْقَتُّ

Kamus-ı Muhit - القت maddesi

اَلْقَتُّ [el-ḵatt] (ḵâf’ın fethi ve tâ’nın teşdîdiyle) Koğuculuk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فُلاَنٌ يَقُتُّ اْلأَحَادِيثَ قَتًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ أَيْ يَنِمُّهَا Ve

قَتٌّ [ḵatt] İsm olur, yonca dedikleri nebâta denir, إِسْفِسْتٌ [isfist] gibi, ʹalâ-kavlin kurusuna denir فِصْفِصٌ [fiṡfiṡ] gibi. Ve

قَتٌّ [ḵatt] Yalan söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَوْلٌ مَقْتُوتٌ أَيْ مَكْذُوبٌ Ve bir kimsenin ʹamel ve irâdesini fehm ve derk eylemek için nihânîce ensesine düşüp der-pey olmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَتَّ إِلَى فُلاَنٍ إِذَا اتَّبَعَهُ سِرًّا لِيَعْلَمَ مَا يُرِيدُ Ve çoban, هُيَامٌ [huyâm] ʹilletine uğramış devenin istidlâl için bevlini koklamak maʹnâsınadır; yukâlu: قَتَّ الرَّاعِي إِذَا شَمَّ بَوْلَ الْبَعِيرِ الْمَهْيُومِ لِيَسْتَدِلَّ Ve هُيَامٌ [huyâm] susalık taʹbîr ettikleri ʹillettir. Ve

قَتٌّ [ḵatt] Bir nesneyi tûlânî kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَتَّ الشَّيْءَ إِذَا قَدَّهُ Ve azaltmak, taklîl maʹnâsınadır; yukâlu: قَتَّ الشَّيْءَ إِذَا قَلَّلَهُ Ve hâzır ve âmâde kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَتَّهُ إِذَا هَيَّأَهُ Ve azca azca biriktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَتَّ الشَّيْءَ إِذَا جَمَعَهُ قَلِيلاً قَلِيلاً Ve bir kimsenin izine düşüp izlemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَتَّ أَثَرَهُ إِذَا قَصَّهُ

Vankulu Lugatı - القت maddesi

اَلْقَتُّ [el-ḵatt] (ḵâf’ın fethi ve tâ’nın teşdîdiyle) Söz iletip götürmek. sühan-çînî maʹnâsına; tekûlu: فُلَانٌ يَقُتُّ الْأَحَادِيثَ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ يَنُمُّهَا Ve yoncaya dahi قَتٌّ [ḵatt] derler, فِصْفِصَةٌ [fiṡfiṡat] maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı