اَلْقَرَارُ [el-ḵarâr] (ḵâf’ın fethiyle) ve
اَلْقُرُورُ [el-ḵurûr] (ظُهُورٌ [żuhûr] vezninde) ve
اَلْقَرُّ [el-ḵarr] (ḵâf’ın fethiyle) ve
اَلتَّقِرَّةُ [et-taḵirret] (Şüzûz üzere تَحِلَّةٌ [teḩillet] vezninde) Sâbit ve sâkin olmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَرَّ بِالْمَكَانِ قَرَارًا وَقُرُورًا وَقَرًّا وَتَقِرَّةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا ثَبَتَ وَسَكَنَ Ve
قَرَارٌ [ḵarâr] ve
قَرَارَةٌ [ḵarâret] (hâ’yla) Ârâm ve sükûn olunacak yere ıtlâk olunur, ârâm-gâh maʹnâsına. Kâle’ş-şârih ve minhu kavluhu taʹâlâ:﴿جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ قَرَارًا﴾ أَيْ مُسْتَقَرًّا Ve fî sifati’n-nâri kâle taʹâlâ: ﴿فَبِئْسَ الْقَرَارُ﴾ Ve
قَرَارَةٌ [ḵarâret] Düz ve oturaklı yere ıtlâk olunur, أَرْضٌ مُطْمَئِنَّةٌ maʹnâsına. Ve koyun ve keçi kısmına, ʹalâ-kavlin hemân koyun kısmına yâhûd نَقَدٌ [neḵad] dedikleri bir cins koyuna ıtlâk olunur. Ve نَقَدٌ [neḵad] mâddesinde beyân olundu. Ve
قَرَارَةٌ [ḵarâret] Kısa nesneye denir. Ve düz değirmi arza denir.
اَلْقَرَارُ [el-ḵarâr] Ârâm etmek. Ve ârâm edecek yer. Ve Aṡmaʹî eyitti: قَرَارٌ [ḵarâr] Ve
قَرَارَةٌ [ḵarâret] Bir nevʹ koyundur ki ayakları kısa ve şekli kabîhtir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı