اَلْكَرِيرُ [el-kerîr] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Sadrda olan şol âvâza denir ki boğulan adamın âvâzına şebîh olur ki hırıltı taʹbîr olunur; yukâlu: لَهُ كَرِيرٌ وَهُوَ صَوْتٌ فِي الصَّدْرِ كَصَوْتِ الْمُنْخَنِقِ Ve bu maʹnâda masdar olur; yukâlu: كَرَّ الرَّجُلُ يَكَرُّ وَيَكَرَّ كَرِيرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالثَّانِي إِذَا صَاتَ مِنَ الصَّدْرِ كَصَوْتِ الْمُنْخَنِقِ Ve
كَرِيرٌ [kerîr] Şol boğuk sese denir ki boğaza gubâr gitmekten ʹârız olur; yukâlu: أَخَذَهُ كَرِيرٌ أَيْ بُحَّةٌ تَعْتَرِي مِنَ الْغُبَارِ Ve
كَرِيرٌ [Kerîr] Bir nehrin ismidir.
اَلْكَرِيرُ [el-kerîr] (kâf’ın fethi ve râ’nın kesri ve meddiyle) Boğulan kimsenin âvâzı gibi olan âvâzdır; yukâlu: كَرَّ يَكِرُّ كَرِيرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا صَوَّتَ صَوْتَ الْمَخْنُوقِ Ve
كَرِيرٌ [kerîr] Hîn-i mevtte olan hırıltıya dahi derler ki hâlet-i nezʹde olandan sâdır olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı