el-kiżâmet ~ اَلْكِظَامَةُ

Kamus-ı Muhit - الكظامة maddesi

اَلْكِظَامَةُ [el-kiżâmet] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) Derenin ağzına denir. Ve nisvânın mesânesine denir. Ve şol kuyuya denir ki yanında olan kuyuya ondan lagm ve kârîz ile su geçer ola. Ve terazi başının halkasına denir ki keffelerin ipleri ona bend olunur. Ve yayın üst köşesi ucuna bağlanan tasmaya denir ki tonç taʹbîr olunur. Ve terazinin başında olan mismâra yâhûd zikr olunan halkasına denir. Ve devenin burnuna bağladıkları ipe denir. Ve şol sinire denir ki ok yeleğine yâhûd yelek geçecek ince yerine sarılır.

Vankulu Lugatı - الكظامة maddesi

اَلْكِظَامَةُ [el-kiżâmet] (kâf’ın kesriyle) Şol kuyudur ki onun yanında bir kuyu dahi olup birbirine yer altından kârîz geçer. Ve fi’l-hadîsi: إِذَا رَأَيْتَ مَكَّةَ قَدْ بُعِجَتْ كَظَائِمَ” Yaʹnî kuyular kazılsa zikr olunan vech üzere. Ve

كِظَامَةُ [kiżâmet] Kezâlik şol halkaya derler ki terâzû kolunda terâzû ipleri onda cemʹ olup bağlanır. Ve

كِظَامَةٌ [kiżâmet] Şol sinire derler ki ok yeleği başlarında okun ince yerine sararlar. Ve

كِظَامَةٌ [kiżâmet] Kezâlik şol tasmaya derler ki kiriş başına bağlarlar, yayın kulağı kirişi kesmesin diye, nitekim harîrden olan kirişlerde müteʹâreftir. Ve sâhib-i Ṡurâḩ’ın bu makâmda كِظَامَةٌ [kiżâmet] “devâlî ki ber-kemân bendend” dediği münâsib değildir, zîrâ yay kabzasına bağlanan kayışa dahi mütenâvil olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı