el-kumeyt ~ اَلْكُمَيْتُ

Kamus-ı Muhit - الكميت maddesi

اَلْكُمَيْتُ [el-kumeyt] (زُبَيْرٌ [zubeyr] vezninde) Şol kırmızı ata denir ki kırmızılığına قُنُوءٌ [ḵunû΄] yaʹnî hâlis olmayan siyâhlık ki karamtık taʹbîr olunur, karışmış ola. Lisânımızda ona hurmâyî doru taʹbîr olunur ki rengi karamtık kırmızı olur; esvâb makûlesinde ona güvez ve ondan koyu olursa mor taʹbîr olunur. Ve o atın yelisi ve kuyruğu siyâh olur verd ile ve aşkar ile. Farkı budur ki reng-i mezkûr olursa ki hurmâyî doru olacaktır, كُمَيْتٌ [kumeyt] denir, ondan açık olursa وَرْدٌ [verd] denir ki Fârisîde gül-gûn ve Türkîde açık doru taʹbîr olunur. Ve yelisi ve kuyruğu kırmızı olursa aşkar denir ki Türkîde al taʹbîr olunur. Mü΄ellif مِنَ الْخَيْلِ ʹunvânıyla tasrîh eylemediği, şöhretine mebnîdir. Ve bunun bünye-i tasgîr üzere vazʹı sürh ve siyâh beyninde mütevassıt ve her birine karîb olduğu içindir. Ve bunun müzekker ve mü΄ennesi berâberdir; fe-yukâlu: مُهْرَةٌ كُمَيْتٌ بِلاَ هَاءٍ Ve

كُمَيْتٌ [kumeyt] Levninde sevâd ve humret olan yaʹnî karamtık kırmızı olan bâdeye ıtlâk olunur, Hûre üzümünden olan bâde gibi; yukâlu: سَقَاهُ الْكُمَيْتَ وَهُوَ عَلَى فَرَسٍ كُمَيْتٍ أَيِ الْخَمْرَ الَّتِي فِيهَا سَوَادٌ وَحُمْرَةٌ عَلَى الْفَرَسِ الَّذِي خَالَطَ حُمْرَتَهُ قُنُوءٌ Ve Kumeyt b. Maʹrûf ve Kumeyt b. Šaʹlebe ve Kumeyt b. Zeyd şuʹarâdandır. Ve

كُمَيْتٌ [Kumeyt] ʹArabda bir niçe feresin ismidir.

Vankulu Lugatı - الكميت maddesi

اَلْكُمَيْتُ [el-kumeyt] (kâf’ın zammı ve mîm’in fethiyle) Şol doru attır ki yelesi ve kuyruğu siyâh ola. Ve bunda müzekker ile mü΄ennes berâber olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı