el-letb ~ اَللَّتْبُ

Kamus-ı Muhit - اللتب maddesi

اَللَّتْبُ [el-letb] (lâm’ın fethi ve tâ-yı fevkiyyenin sükûnuyla) ve

اَللُّتُوبُ [el-lutûb] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir şey΄e infikâk eylememek vech üzere mülâzım ve müdâvim olmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَبَ عَلَيْهِ لَتْبًا وَلُتُوبًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا لاَزَمَ Ve bir nesneye yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَبَ بِهِ أَيْ لَصِقَ Ve sâbit ve pâyidâr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَبَ فِيهِ إِذَا ثَبَتَ Ve dürtmek ve sançmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَبَ فِي مَنْحَرِ النَّاقَةِ إِذَا طَعَنَ Ve bir nesneyi çekip pek bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَبَ عَلَيْهِ ثِيَابَهُ إِذَا شَدَّهَا Ve libâs giymek maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَبَ ثَوْبَهُ إِذَا لَبِسَهُ Ve atın arkasını çullamak maʹnâsınadır ki maʹnâ-yı mezkûrdan me΄hûzdur; yukâlu: لَتَبَ عَلَى الْفَرَسِ جُلَّهُ إِذَا شَدَّهُ Pes bu tekrâr gibidir.

Vankulu Lugatı - اللتب maddesi

اَللَّتْبُ [el-letb] (lâm’ın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) ve

اَللُّتُوبُ [el-lutûb] (zammeteynle) Sâbit olmak; yukâlu: لَتَبَ يَلْتُبُ لَتْبًا وَلُتُوبًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا ثَبَتَ Ve dürtmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: لَتَبْتُ فِي مَنْحَرِ النَّاقَةِ أَيْ طَعَنْتُ مِثْلُ لَتَمْتُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı