el-mubâlât ~ اَلْمُبَالَاةُ

Kamus-ı Muhit - المبالاة maddesi

اَلْبَالَةُ [el-bâlet] ve

اَلْبَالُ [el-bâl] ve

اَلْبِلَاءُ [el-bilâ΄] (bâ’nın kesriyle) ve

اَلْمُبَالَاةُ [el-mubâlât] (مُسَاوَاةٌ [musâvât] vezninde) Kayırmak maʹnâsınadır; tekûlu: مَا أُبَالِيهِ بَالَةً وَبَالًا وَبِلَاءً وَمُبَالَاةً أَيْ مَا أَكْتَرِثُ وَيُقَالُ لَمْ أُبَالِ بِكَسْرِ اللَّامِ وَلَمْ أُبَلْ بِضَمِّ الْهَمْزَةِ وَفَتْحِ الْبَاءِ وَجَزْمِ اللَّامِ وَلَمْ أُبْلِ بِكَسْرِ اللَّامِ Sîga-i ûlâda yalnız yâ΄ iskât olunup lâm hâli üzere kaldı ve sâniyede ictimâʹ-ı sâkineyn için elif hazf olundu, zîrâ âhirinden yâ΄ sâkıt olmakla lâm âhir-i hurûf menziline tenzîl olunup nûn-ı يَكُنْ [yekun] hükmünde oldu. Şârih der ki بَالَةٌ [bâlet] ve بَالٌ [bâl] kelimeleri bâb-ı mezkûrdan gayr-i kıyâs üzere masdarlardır yâhûd ism-i masdarlardır. بَالَةٌ [bâlet]in aslı بَالِيَةٌ [bâliyet]tir, عَافَاةٌ [ʹâfât] عَافِيَةٌ [ʹâfiyet] gibi. Ve بَالٌ [bâl] kelimesi بَالَةٌ [bâlet]ten mürahhamdır.

Vankulu Lugatı - المبالاة maddesi

اَلْمُبَالَاةُ [el-mubâlât] (mîm’in zammıyla) Bir nesneyi kayırmak; minhu kavluhum: لَا أُبَالِيهِ أَيْ لَا اَكْتَرِثُ لَهُ Ve kaçan لَمْ أُبَلْ deseler hemzenin zammı ve bâ’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla, âhirinden elif nesyen mensiyyen hazf olunur, mâ-kabli sâkin kılınmaklaلَا أَدْرِ gibi olur kesret-i istiʹmâle binâ΄en âhirinden elif hazf olunmada ve bu hazfi masdarında dahi edip مَا أُبَالِيهِ بَالَةً dahi derler ki aslında بَالِيَةً idi عَافَاهُ عَافِيَةً gibi.Pes kelime-i بَالَةٌ [bâlet] ecvef kabîlinden değildir,طَاعَةٌ [ṯâʹat] ve طَاقَةٌ [ṯâḵat] ve جَابَةٌ [câbet] gibi. Ve جَابَةٌ [câbet] cîm’le cevâb maʹnâsınadır. Ve ʹArab tâyifesinden baʹzı kimse lâm’ın kesriyle لَمْ أُبَلِهْ deyip elif hazf etmeden gayrı tasarruf etmezler عُلَبِطٌ [ʹulebiṯ] kelimesinde elif hazf olunduğu gibi. Ve عُلَبِطٌ [ʹulebiṯ] fermûde maʹnâsınadır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı