اَلْمِزْمَارُ [el-mizmâr] (مِحْرَابٌ [miḩrâb] vezninde) Çaldıkları nâya ve kavala ve düdüğe denir. Cemʹi مَزَامِيرُ [mezâmîr] gelir: وَمَزَامِيرُ دَاوُدَ عَلَيْهِ السَّلاَمُ مَا كَانَ يَتَغَنَّى بِهِ مِنَ الزَّبُورِ وَضُرُوبِ الدُّعَاءِ جَمْعُ مِزْمَارٍ وَمَزْمُورٍ Mü΄ellifin bundan murâdı işbu hadîstir: Ve fî hadîsi Ebî Mûsâ el-Eşʹarî radıyallâhu ʹanhu: “سَمِعَهُ النَّبِيُّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ يَقْرَأُ فَقَالَ لَقَدْ أُعْطِيتَ مِزْمَارًا مِنْ مَزَامِيرِ آلِ دَاوُدَ” Hazret-i Dâvûd be-gâyet hoş-âvâz sâhib-i nagamât-ı hâtır-nüvâz olmakla Zebûr kırâ΄at ederken vuhûş u tuyûr bile istimâʹına hâzır ve bîhod mertebesinde vâlih ve hâ΄ir olurlar idi. Sâz envâʹından nây dahi ervâh-ı selîme ve tıbâʹ-ı müstakîmeye be-gâyet mü΄essir olmakla te΄sîr cihetiyle nagme-i rengînle kırâ΄at eyledikleri Zebûr’u ve envâʹ-ı duʹâyı مَزَامِيرُ [mezâmîr]e teşbîh edip Ebû Mûsâ dahi hoş-âvâz olup Ḵur΄ân-ı kerîm’i tekellüfsüz nagme-i dil-güşâ ve makâm-ı ferah-fezâ ile tilâvet eylediği mesmûʹ-ı şerîfleri olmakla kırâ΄at-ı Dâvûd’a temsîl buyurdular.
اَلْمِزْمَارُ [el-mizmâr] (mîm’in kesri ve zâ’nın sükûnuyla) Düdük ki sâz kısmındandır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı