el-virâšet ~ اَلْوِرَاثَةُ

Kamus-ı Muhit - الوراثة maddesi

اَلْوِرْثُ [el-viršamp;] (vâv’ın kesriyle) ve

اَلْوِرَاثَةُ [el-virâšamp;et] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) ve

اَلْإِرْثُ [el-iršamp;] (hemzenin kesriyle ki aslı وِرْثٌ [viršamp;] idi) ve

اَلرِّثَةُ [er-rišamp;et] (عِدَةٌ [ʹidet] vezninde) Vefât eden kimsenin mâl-ı metrûkuna vâris olup almak maʹnâsınadır; yukâlu: وَرِثَ أَبَاهُ يَرِثُهُ كَيَعِدُهُ وِرْثًا وَوِرَاثَةً وَإِرْثًا وَرِثَةً مِنَ الْبَابِ السَّادِسِ Asl وِرَاثَةٌ [virâšamp;et] bir kimseden âher kimseye ʹakd ve ʹakd mecrâsına cârî olan muʹâmelesiz mâl ve kınye intikâline mevzûʹ olup baʹdehu meyyitten intikâl eylemekte istiʹmâl gâlib olunmuştur. Ve o tereke-i mevrûseye مِيرَاثٌ [mîrâšamp;] denir ki aslı مِوْرَاثٌ [mivrâšamp;] idi, وَارِثٌ [vârišamp;]in وِرَاثَةٌ [virâšamp;et]ine gûyâ ki âlettir ve إِرْثٌ [iršamp;] denir hemzenin kesriyle, masdar olduğu gibi ve تُرَاثٌ [turâšamp;] denir tâ’nın zammıyla; aslı وُرَاثٌ [vurâšamp;] idi.

Vankulu Lugatı - الوراثة maddesi

اَلْوِرْثُ [el-viršamp;] ve

اَلْوِرَاثَةُ [el-virâšamp;et] (bi-kesri’l-vâvi fîhimâ) ve

اَلْإِرْثُ [el-iršamp;] (bi-kesri’l-hemzeti fîhi) Üçü dahi masdarlardır. Ve إِرْثٌ [iršamp;]in hemzesi vâv’dan münkalibdir. Ve bunların müstakbelinde vâv beyne-yâ΄ ve kesre vâkiʹ olduğu için sâkıt oldu, zîrâ yâ΄ ile kesre mütecânisândandır, pes vâv beynlerinde zıdd vâkiʹ olmağın hazf olundu, zıddeyni kendisi ihâta ettiği sebebden, ondan sonra vâv-ı mezbûrenin hükmü hemze ile yaʹnî أَعِدُ [eʹidu]da ve tâ ile yaʹnî تَعِدُ [teʹidu]da ve nûn’la نَعِدُ [neʹidu]da ibkâ olundu, zîrâ hurûf-ı mezkûre yâ’dan bedeldir ve yâ cümlenin aslıdır. Bu delîlle ki فَعِلْتُ ve فَعِلْنَا ve فَعِلْتَ ve فَعِلْتِ cümlesi فَعِلَ vezni üzere mebnîlerdir, eger sîga-i gâ΄ib asl olmasa böyle olmazdı, pes bundan zâhir olur ki يَفْعَلُ yâ΄ ile cümlenin aslıdır. Ammâ يَوْجَلُ kelimesinde vâv sâkıt olmadı, zîrâ vâv beyne yâ΄ ve fetha vâkiʹ olmuştur. Ve يَيْعِرُ den ve يَيْسِرُ den yâ sâkıt olmadı, zîrâ ihde’l-yâ΄eyn âhar ile mütekavvî olur, beynlerinde mücâneset olduğu için. Ve يَعْرٌ [yaʹr] keçi çağırmağa derler. Ammâ يَسَعُ den ve يَطَأُ den sâkıt olunduğunun vechi âhar sebebden ötürüdür ki bâb-ı hemzede zikr olunmuştur, pes bunlarda vâv sâkıt olması zikr olunan kâʹidenin fesâdın mûcib olmaz, zîrâ ʹilleteynin ihtilâfı katında hükmeyn-i mütemâsileyn olmak câ΄izdir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı