اَلْوَخْطُ [el-vaḣṯ] (vâv’ın fethi ve ḣâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Saç ve sakala kır karışmak maʹnâsınadır; yâhûd kırı fâş olmak maʹnâsınadır ki çok yeri ağarmaktan ʹibârettir yâhûd ak ile karası berâber olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَخَطَهُ الشَّيْبُ وَخْطًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا خَالَطَهُ أَوْ فَشَا شَيْبُهُ أَوِ اسْتَوَى سَوَادُهُ وَبَيَاضُهُ Ve sürʹatle yürümek maʹnâsınadır ki yürütmek taʹbîr olunur; yukâlu: مَرَّ الظَّلِيمُ يَخِطُ وَخْطًا أَيْ يُسْرِعُ إِسْرَاعًا Ve girmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَخَطَهُ إِذَا دَخَلَهُ Ve mızrak makûlesini yapça dürtmek, ʹalâ-kavlin öteye işletmek vech üzere dürtmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَخَطَهُ بِالرُّمْحِ إِذَا طَعَنَهُ بِهِ خَفِيفًا أَوْ نَافِذًا Ve yürürken ayakkabını yere vurup patırdatmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَّ يَخِطُ نَعْلَهُ أَيْ يَخْفِقُ Ve muʹâmelede bir kerre fâ΄ide ve bir kerre ziyân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَخَطَ فِي الْبَيْعِ إِذَا رَبَحَ فِيهِ مَرَّةً وَخَسِرَ أُخْرَى Ve ıraktan bir kimseye kılıcı uzatıp yalmanıyla çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَخَطَهُ بِالسَّيْفِ إِذَا ضَرَبَهُ تَنَاوُلاً بِذُبَابِهِ
اَلْوَخْطُ [el-vaḣṯ] (vâv’ın fethi ve ḣâ’nın sükûnuyla) Karışmak; yukâlu: وَخَطَهُ الشَّيْبُ إِذَا خَالَطَهُ Ve
وَخْطٌ [vaḣṯ] Bir cânibden bir cânibe geçen dürtmek maʹnâsına da gelir. Ve
وَخْطٌ [vaḣt] وَخْدٌ [vaḣd]da lügat dahi gelir ki وَخْدٌ [vaḣd] sürʹatle seyr etmeğe derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı