اَلْوَصِيلَةُ [el-veṡîlet] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) On karın birbiri üzere döl doğurmuş nâkaya denir. Ve koyun ve keçi kısmından yedi karın ikiz olarak dişi doğurana denir. Ve eger yedincide erkek ve dişi olarak yine ikiz doğurursa وَصَلَتْ أَخَاهَا deyip min-baʹd anasının sütünü nisâ΄ tâ΄ifesi içmeyip hemân ricâl içip sâ΄ibe olan deve mecrâsına icrâ ederler. Ve baʹzılar dediler ki وَصِيلَةٌ [veṡîlet] hemân ganem ve koyun kısmına mahsûstur ki dişi doğurdukta kendilere ʹâ΄id olup erkek doğurdukta putları için tahsîs ve zebh ederler. Ve eger erkekli dişili ikiz doğurursa وَصَلَتْ أَخَاهَا deyip o erkeği putları için kurbân eylemezler yâhûd şol koyuna denir ki bir sene erkek ve ikinci sene dişi doğurur ola, o erkeği dişiye riʹâyeten zebh eylemezler ve eger tahallüf edip erkek zuhûr ederse هَذَا قُرْبَانٌ لِآلِهَتِنَا deyip sanemleri için onu kurbân ederler. Ve bu evzâʹ-ı Câhiliyye’den idi, ke-mâ fi’t-Tenzîl: ﴿مَا جَعَلَ اللهُ مِنْ بَحِيرَةٍ وَلَا سَائِبَةٍ وَلَا وَصِيلَةٍ﴾ اَلْآيَة Ve
وَصِيلَةٌ [veṡîlet] Maʹmûr ve âbâdan ve mezâriʹ ve merâtiʹi firâvân olan yere ıtlâk olunur. Ve bir çeşit çubuklu alaca kumâş-ı Yemenî ismidir. Ve yoldaşlara ıtlâk olunur; tekûlu: ذَهَبْنَا وَصِيلَةً كَثِيرَةً أَيْ رُفْقَةً Ve kılıca ıtlâk olunur. Ve iplik yumağına denir, كُبَّةُ الْغَزْلِ [kubbetu’l-ġazl] maʹnâsına. Ve arz-ı vâsiʹaya denir; yukâlu: أَرْضٌ وَصِيلَةٌ أَيْ وَاسِعَةٌ
اَلْوَصِيلَةُ [el-veṡîlet] (vâv’ın fethi ve ṡâd’ın kesri ve meddiyle) Şol keçidir ki yedi karın ikiz doğura ve her doğurduğu dişi oğlaklar ola. Ve eger sekizinci mertebede erkek doğurursa o doğurduğun ilâheler için zebh ederler. Ve eger erkek ile dişiyi maʹan doğurursa وَصَلَتْ أَخَاهَا deyip erkeği dişi hâtırı için zebh etmezler. Ve onun sütin nisâ tâ΄ifesi içmeyip cümle ricâle sarf etmekle sâbiye olan deve mecrâsına icrâ ederler. Ve
وَصِيلَةٌ [veṡîlet] ʹİmârete ve mezâriʹ ve merâtiʹ ile memlû olan yere dahi derler. Ve arz-ı vâsiʹaya dahi derler. Ve şol Yemen kumâşına dahi derler ki yol yol alacası ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı