el-velš ~ اَلْوَلْثُ

Kamus-ı Muhit - الولث maddesi

اَلْوَلْثُ [el-velšamp;] (vâv’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Çisinti gibi azca yağmura denir. Ve muhkem ve mü΄ekked olmayan ʹahd ve peymâna denir; yukâlu: بَيْنَهُمْ وَلْثٌ مِنْ عَهْدٍ أَيْ شَيْءٌ مِنْهُ لَيْسَ بِأَكِيدٍ Ve teknede kalan hamur bakiyyesine denir. Ve kırba ve çanak makûlesinde kalan su bakiyyesine denir. Kezâlik kapta kalan nebîz fazlasına denir. Ve süst ve zaʹîf vaʹde denir. Ve bu maʹnâda masdar olur; tekûlu: وَلَثْتُ لَهُ وَلْثًا أَيْ وَعَدْتُهُ عِدَةً ضَعِيفَةً Ve göz ağrısının gözde kalan eser ve nişânesine denir. Ve تَوْجِيهٌ [tevcîh] maʹnâsınadır ki mâlik memlûkuna أَنْتَ حُرٌّ بَعْدَ مَوْتِي demek yaʹnî mevtine muʹallakan âzâd eylemekten ʹibârettir, تَدْبِيرٌ [tedbîr] gibi. Ve bu ʹıtk zaʹîf olmakla وَلْثٌ [velšamp;] ıtlâk olunmuştur. Lâkin mü΄ellif تَوْجِيهٌ [tevcîh] mâddesinde maʹnâ-yı mezbûrdan sâkit olmuştur.

Vankulu Lugatı - الولث maddesi

اَلْوَلْثُ [el-velšamp;] (vâv’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Az, kalîl maʹnâsına; yukâlu: أَصَابَنَا وَلْثٌ مِنْ مَطَرٍ أَيْ قَلِيلُ مِنْهُ Ve

وَلْثٌ [velšamp;] Şol ʹahde derler ki kavm beyninde bilâ-kasd vâkiʹ ola yâhûd kasdla ola ve gayr-i mü΄ekked ola; yukâlu: وَلَثَ لَهُ عِقْدًا Ve minhu kavlu ʹÖmer radıyallâhu li-câselîk: “لَوْلَا وَلْثُ عِقْدٍ لَضَرَبْتُ عُنُقَكَ” Ve ضَرْبٌ [ḋarb] maʹnâsına da gelir; yukâlu: وَلَثَهُ يَلِثُهُ وَلْثًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَرَبَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı