el-velḵ ~ اَلْوَلْقُ

Kamus-ı Muhit - الولق maddesi

اَلْوَلْقُ [el-velḵ] (خَلْقٌ [ḣalḵ] vezninde) Sürʹat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَلَقَ الرَّجُلُ وَلْقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَسْرَعَ Ve âhestece dürtmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَلَقَ فُلَانًا بِالرُّمْحِ إِذَا طَعَنَهُ بِهِ خَفِيفًا Ve kılıçla vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَلَقَهُ بِالسَّيْفِ إِذَا ضَرَبَهُ بِهِ Ve bir düzeye gitmek yâhûd bir düzeye yalan söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَلَقَ فِي السَّيْرِ أَوِ الْكَذِبِ إِذَا اسْتَمَرَّ Kâle’ş-şârih ve minhu kuri΄e kavluhu taʹâlâ: ﴿إِذْ تَلَقَّوْنَهُ بِأَلْسِنَتِكُمْ﴾ بِفَتْحِ التَّاءِ وَكَسْرِ اللَّامِ قَالَ الرَّاغِبُ أَيْ تُسْرِعُونَ الْكَذِبَ

Vankulu Lugatı - الولق maddesi

اَلْوَلْقُ [el-velḵ] (vâv’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Sürʹat etmek; yukâlu: جَاءَتِ الْإِبِلُ تَلِقُ أَيْ تُسْرِعُ Ve

وَلْقٌ [velḵ] Hiffetle dürtmeğe dahi derler, taʹn-ı hafîf maʹnâsına; yukâlu: وَلَقَهُ يَلِقُهُ وَلْقًا Ve

وَلْقٌ [velḵ] Vurmağa dahi derler; yukâlu: وَلَقَهُ بِالسَّيْفِ وَلَقَاتٍ أَيْ ضَرَبَاتٍ Ve

وَلْقٌ [velḵ] Seyrde yâhûd kizbde istimrâr üzere olmağa dahi derler. Ve ʹÂ΄işe-i Ṡiddîḵa radıyallâhu ʹanhâ: “إِذْ تَلِقُونَهُ بِأَلْسِنَتِكُمْ” (النور، 15) kırâ΄at etmiştir, tâ’nın fethi ve lâm’ın kesriyle.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı