el-velâyet ~ اَلْوَلَايَةُ

Kamus-ı Muhit - الولاية maddesi

اَلْوِلَايَةُ [el-vilâyet] (vâv’ın kesriyle) ve

اَلْوَلَايَةُ [el-velâyet] (vâv’ın fethiyle) Bir nesneye kudret cihetiyle bi-re΄sihi zâbıt ve mutasarrıf olmak maʹnâsınadır ki hudâvendigâr olmak taʹbîr olunur; yukâlu: وَلِيَ الشَّيْءَ وَعَلَيْهِ وِلَايَةً وَوَلَايَةً مِنَ الْبَابِ السَّادِسِ إِذَا مَلَّكَ أَمْرَهُ Ve ʹinde’l-baʹz vâv’ın fethiyle masdardır zikr olunan وَلِيٌّ [veliyy] mâddelerinden ki dost ve sadîk olmak ve bir adama muʹîn ve nasîr olmak maʹnâsınadır. Ve vâv’ın kesriyle خُطَّةٌ [ḣuṯṯat] maʹnâsınadır ki vâlînin taht-ı tevliyetinde olan arz-ı muʹayyeneden ʹibârettir;ıstılâhımızda dahi vilâyet ve eyâlet taʹbîr olunur, kezâlik beylik ve hâkimlik ve pâdişâhlık maʹnâlarınadır; fe-yukâlu: وَلِيَهُ وَلَايَةً بِالْفَتْحِ إِذَا أَحَبَّهُ وَوَلِيَهُ وَعَلَيْهِ إِذَا نَصَرَهُ وَيُقَالُ تَحْتَ يَدِهِ وِلَايَةٌ بِالْكَسْرِ أَيْ خُطَّةٌ وَوَلِيَ الْبَلَدَ إِذَا كَانَ أَمِيرًا أَوْ سُلْطَانًا فَهُوَ وَالِي الْبَلَدِ وَيُقَالُ الْقَوْمُ عَلَى وَلَايَةٍ وَاحِدَةٍ بِالْفَتْحِ وَالْكَسْرِ أَيْ يَدٍ وَاحِدَةٍ Yaʹnî birbirine ʹavn ve nusretle yek-cihetlerdir. Şârih der ki Sîbeveyhi dedi ki وَلَايَةٌ fethle masdardır, emîr ve vâlî olmak maʹnâsına ve kesr ile ismdir beylik ve hâkimlik ve pâdişâhlık maʹnâsınadır,إِمَارَةٌ [imâret] ve نِقَابَةٌ [niḵâbet] gibi.

Vankulu Lugatı - الولاية maddesi

اَلْوِلَايَةُ [el-vilâyet] (vâv’ın kesriyle) Bir nesnenin sâhibi olmak; yukâlu: وَلِيَ الْوَالِي الْبَلَدَ وَوَلِيَ الرَّجُلُ الْبَيْعَ وِلَايَةً فِيهِمَا ve yukâlu: فُلَانٌ وَلِيَ وَوُلِيَ عَلَيْهِ كَمَا يُقَالُ سَاسَ وَسِيسَ عَلَيْهِ Yaʹnî gâh mahkûmün ʹaleyh olur ve gâh hâkim olduğu için وِلَايَةٌ [vilâyet]e ahakktır, reʹâyâ hâlin bilir. Ve

وِلَايَةٌ [vilâyet (kesr-i vâv’la) Galebe maʹnâsına dahi gelir, سُلْطَانٌ [sulṯân] gibi, İbnu’s-Sikkît rivâyeti üzere. Ve

وَلَايَةٌ [velâyet] ve

وِلَايَةٌ [vilâyet] (feth-i vâv ve kesr-i vâv’la) Nusret maʹnâsına. Ve

وِلَايَةٌ [vilâyet] Müctemiʹ olan kimselere dahi derler; yukâlu: هُمْ عَلَيَّ وِلَايَةٌ أَيْ [مُجْتَمِعُونَ] فِي النُّصْرَةِ Ve Sîbeveyhi eyitti: وَلَايَةٌ [velâyet] fethle masdar, kesrle ismdir, إِمَارَةٌ [imâret] ve نِقَابَةٌ [niḵâbet] gibi, zîrâ وِلَايَةٌ [vilâyet] ismidir, vâlî olup üzerine durduğun nesnenin. Pes kaçan masdar dileseler vâv’ı meftûh kılarlar dedi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı