el-vehîf ~ اَلْوَهِيفُ

Kamus-ı Muhit - الوهيف maddesi

اَلْوَهْفُ [el-vehf] (نَهْبٌ [nehb] vezninde) ve

اَلْوَهِيفُ [el-vehîf] (وَلِيفٌ [velîf] vezninde) Nebât tâze yapraklanmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَهَفَ النَّبَاتُ يَهِفُ وَهْفًا وَوَهِيفًا إِذَا أَوْرَقَ وَاهْتَزَّ Ve pek yakın gelmek maʹnâsınadır, yukâlu: وَهَفَ فُلاَنٌ إِذَا دَنَا Ve bir kimseye bir mikdâr dünyâlık zuhûr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَهَفَ لَهُمْ شَيْءٌ مِنَ الدُّنْيَا أَيْ عَرَضَ لَهُمْ وَبَدَا Kâle’ş-şârih ve minhu kelâmu Ḵatâde: كُلَّمَا وَهَفَ لَهُمْ شَيْءٌ مِنَ الدُّنْيَا أَخَذُوهُ وَلاَ يُبَالُونَ حَلاَلاً كَانَ أَوْ حَرَامًا أَيْ عَرَضَ لَهُمْ وَبَدَا Ve bir nesne yukarı ağıp yükselmek maʹnâsınadır, meselâ ölçülen galle kîlenin ağzına kadar kalkıp çıkması gibi ve havuzun suyu kenârına dek yükselmesi gibi; yukâlu: وَهَفَ الشَّيْءُ إِلَى كَذَا إِذَا طَفَّ Ve Naṡrânî kilîseye hizmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَهَفَ النَّصْرَانِيُّ وَهْفًا إِذَا خَدَمَ الْكَنِيسَةَ

Vankulu Lugatı - الوهيف maddesi

اَلْوَهِيفُ [el-vehîf] (vâv’ın fethi ve hâ’nın kesri ve meddiyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: وَهَفَ يَهِفُ وَهْفًا وَوَهِيفًا إِذَا أَوْرَقَ وَاهْتَزَّ مِثْلُ وَرَفَ وَرْفًا وَوَرِيفًا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı