اَلْبَقُّ [el-baḵḵ] (bâ’nın fethiyle) Bol ve firâvân ʹatiyye vermek maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَّ الرَّجُلُ بَقًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَوْسَعَ فِي الْعَطِيَّةِ Burada اَلْعَظِيمَة nüshası lahndır. Ve heybe ve hurç misilli muhriz mahalde olan nesneleri dağıtıp yaymak maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَّ عِيَابَهُ إِذَا نَشَرَهَا أَيْ نَشَرَ مَا فِيهَا Burada عِيَالَهُ nüshaları galattır. Ve bir nesneyi târümâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَّ مَالَهُ إِذَا فَرَّقَهُ Ve yerlerinden otlar kaynayıp zuhûra başlamak maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَّ النَّبْتُ إِذَا طَلَعَ Ve dağarcığı yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَّ الْجَرَابَ إِذَا شَقَّهُ Ve hatunun evlâdı çok olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَّتِ الْمَرْأَةُ إِذَا كَثُرَتْ أَوْلاَدُهَا Ve
بَقٌّ [baḵḵ] ve
بَقَاقٌ [beḵâḵ] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Bir kimse ʹaleyhine çok sözler söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَّ عَلَى الْقَوْلِ بَقًّا وَبَقَاقًا إِذَا كَثُرَ كَلاَمُهُ Ve
بَقٌّ [baḵḵ] Vasf olur, çok sözlü pür-gûy adama denir, ke-mâ se-yuzkeru.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı