beldet ~ بَلْدَةٌ

Kamus-ı Muhit - بلدة maddesi

Ve etrâfından mütehayyiz ve mütemeyyiz ve müteʹayyin olan her kıtʹa-i arza بَلَدٌ [beled] ve بَلْدَةٌ [beldet] ıtlâk olunur, gerek ʹâmir yaʹnî âbâdân ve gerek gâmir yaʹnî şenlikten ve binâdan ve zirâʹat ve eşcâr makûlesi ʹimâret eserinden hâlî olsun. Ve toprağa ıtlâk olunur. Ve

بَلَدٌ [beled] Kabr ve mezâra ve mezâristâna ıtlâk olunur. Ve hâne ve sarâya ıtlâk olunur. Ve devekuşunun yuvasına denir ki onda yumurta çıkarır. Ve

بَلَدٌ [Beled] Cezîre-i İbn ʹÖmer’de bir şehrin ismidir. Kezâlik Fârs ülkesinde bir şehr ve Baġdâd kazâsında bir karye adıdır ve Ḩimâ Ḋariyye’de bir dağın ismidir. Ve

بَلَدٌ [beled] Cesedde ve sâ΄ir nesnede olan eser ve nişâna denir; yukâlu: فِي جِلْدِهِ بَلَدٌ أي أَثَرٌ Bu maʹnâda cemʹi أَبْلاَدٌ gelir, أَثَرٌ [ešamp;er] ve آثَارٌ [âšamp;âr] gibi. Ve

بَلَدٌ [beled] Göğüse ıtlâk olunur sadr maʹnâsına. Ve el ayasına ıtlâk olunur. Ve menâzil-i kamerden bir menzil ismidir ki Neʹâ΄im ile Saʹdu Žâbiḩ nâm menziller mâ-beyninde kevâkibden sâde bir kıtʹadır ve gâhca ondan munsarıf olup Ḵilâde’ye nüzûl eder ki altı ʹaded kevâkib-i müstedîreden ʹibâret ve kavs şeklindedir ve bunlar kavs burcundadır. Ve

بَلَدٌ [beled] Gemicilerin iskandil taʹbîr ettikleri nesneye denir ki kurşundan masnûʹ yuvalak şâkûl gibi bir şey΄dir, onunla denizin suyunu kıyâs ederler; yukâlu: قَاسَ الْمَلاَّحُ الْمَاءَ بِالْبَلَدِ وَهُوَ هَنَةٌ مِنْ رَصَاصٍ يَقِيسُ بِهَا الْمَلاَّحُ الْمَاءَ Ve

بَلَدٌ [beled] Mutlakan arza ıtlâk olunur; cüz΄ün ismini külle ıtlâk eylediler. Ve

بَلَدٌ [beled] Masdar olur, kaşların aralığı kıldan sâde, açık olmak maʹnâsına, niteki بُلْدَةٌ [buldet] bu maʹnâyadır bâ’nın zammıyla; yukâlu: بَلِدَ الرَّجُلُ بَلَدًا وَبُلْدَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ أَبْلَجَ Baʹzı ümmehâtta zammıla بُلْدَةٌ [buldet] ism olarak mukayyeddir. Ve

بَلَدٌ [beled] Bir nesnenin asl ve ʹunsuruna ıtlâk olunur. Ve şol yere ıtlâk olunur ki onda aslâ bir çukur ve ocak makûlesi hafr olunmayıp ve katʹâ âteş yanıp bir yerini tagyîr eylememiş ola, yaʹnî hilkat-i asliyyesi üzere ola. Ve boğazın çukuruyla çevresine yâhûd vasatına denir. Ve cins mekâna denir, ʹIrâḵ ve Şâm gibi ki vilâyet ve ülke olacaktır, ondan cüz΄-i muhassasa yaʹnî müfriz olan bir kıtʹaya ki maʹmûr ve me΄hûldur, بَلْدَةٌ [beldet] denir hâ’yla, Baṡra ve Dimaşḵ gibi. Pes بَلْدَةُ دِمَشْقَ مِنْ بَلَدِ الشَّامِ وَبَلْدَةُ الْقَاهِرَةِ مِنْ بَلَدِ مِصْرَ ʹunvânından taʹbîr olunur. Ve

بَلْدَةُ [Beldet] Endelüs diyârında bir şehr adıdır; şüyûh-ı Muʹtezile’den Saʹîd b. Muḩammed el-Beledî oradandır. Ve

بَلَدٌ [beled] (fethateynle) Kezâlik masdar olur, nâs bir arz için birbiriyle kıtâl ederek ona mülâzemet eylemek maʹnâsınadır ki onda ikâmet zımnında birbiriyle mukâtele eylemekten ʹibârettir; yukâlu: بَلِدَ الْقَوْمُ وَبَلَدُوا بَلَدًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْأَوَّلِ إِذَا لَزِمُوا الْأَرْضَ يُقَاتِلُونَ عَلَيْهَا

Vankulu Lugatı - بلدة maddesi

اَلْأَبْلَادُ [el-eblâd] (hemzenin fethiyle) Cemʹi. Ve

بَلَدٌ [beled] Devekuşu yuvasına da derler; yukâlu: “هُوَ أَذَلُّ مِنَ بْيَضَةِ الْبَلَدِ” Yaʹnî “Şol yumurtadan ezelldir ki devekuşu onu yuvasında terk etmiştir.” Ve

بَلْدَةٌ [beldet] Yer, arz maʹnâsına. Ve

بَلْدَةٌ [beldet] Menâzil-i kamerden bir menzilin ismidir ki kavs burcundandır, aksar-ı eyyâmda şems ona nâzil olur. Ve

بَلْدَةٌ [beldet] Göğüse dahi derler صَدْرٌ [ṡadr] maʹnâsına; yukâlu: فُلَانٌ وَاسِعُ الْبَلْدَةِ أَيْ وَسَّاعُ الصَّدْرِ Ve

بَلْدَةٌ [beledet] İki kaşın arası pâk olmağa dahi derler; yukâlu: رَجُلٌ أَبْلَدُ أَيْ لَيْسَ بِمَقْرُونِ الْحَاجِبَيْنِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı