buṯûn ~ بُطُونٌ

Kamus-ı Muhit - بطون maddesi

اَلْبَطْنُ [el-baṯn] (bâ’nın fethiyle) Bedende karna denir, Fârisîde şikem derler. Ve bu müzekkerdir, cemʹi أَبْطُنٌ [ebṯun] ve بُطُونٌ [buṯûn] ve بُطْنَانٌ [buṯnân] gelir bâ’nın zammıyla; yukâlu: إِعْتَلَّ بَطْنُهُ وَهُوَ خِلَافُ الظَّهْرِ Ve

بَطْنٌ [baṯn] قَبِيلَةٌ [ḵabîlet]ten küçük olan obaya denir, ʹalâ-kavlin فَخِذٌ [feḣiž]den küçük ve عِمَارَةٌ [ʹimâret]ten büyük olanına denir. Bunun cemʹi أَبْطُنٌ [ebṯun] ve بُطُونٌ [buṯûn]dur. Ve

بَطْنٌ [baṯn] Her nesnenin içerisine denir; yukâlu: بَطْنُ الشَّيْءِ أَيْ جَوْفُهُ Ve kuşun yeleğinin uzun olan şakkına denir ki devşirdikte içeride kalır; cemʹi بُطْنَانٌ [buṯnân]dır. Ve

بَطْنٌ [Baṯn] Yirmi mevziʹ adıdır. Ve masdar olur, karna vurmak maʹnâsına; yukâlu: بَطَنَهُ وَبَطَنَ لَهُ بَطْنًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا ضَرَبَ بَطْنَهُ Ve

بَطْنٌ [baṯn] ve

بُطُونٌ [buṯûn] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Gizli olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَطَنَ الشَّيْءُ بَطْنًا وَبُطُونًا إِذَا خَفِيَ Ve bir nesneyi bilmek maʹnâsına müstaʹmeldir ki iç yüzüne muttaliʹ olmaktan ʹibârettir; yukâlu: بَطَنَ خَبَرَهُ إِذَا عَلِمَهُ Ve bir adamın umûr ve esrârına dâhil ve mahrem-i havâssından olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: بَطَنَ مِنْ فُلَانٍ إِذَا صَارَ مِنْ خَوَاصِّهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı