baʹš ~ بَعْثٌ

Kamus-ı Muhit - بعث maddesi

Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre asl بَعْثٌ [baʹšamp;] bir nesneyi bir semte isâre ve tevcîh eylemek maʹnâsına mevzûʹdur. Maʹânî-i sâ΄ire bundan müteferriʹdir, taʹalluk eylediği nesnenin ihtilâfı hasebiyle muhtelef olur. Bu cihetle iki nevʹ olur: Biri beşerîdir, deveyi isâre gibi, kezâlik bir adamı bir husûsa irsâl gibi. Ve sânî, ilâhîdir; bu dahi iki gûnedir: Biri ʹademden aʹyân ve ecnâs ve envâʹ îcâd eylemek gibi ki bu Cenâb-ı Hâlık-ı Bî-çûn hazretlerine mahsûstur. Ve dîgeri mevtâ ihyâ eylemektir ki bunda akdâr-ı ilâhî ile baʹzı enbiyâ΄ ve evliyâ΄ dahi mazhardır. ʹÎsâ ʹaleyhi’s-selâm ve Hazret-i Muḩammed ʹaleyhi’s-salâtu ve’s-selâm gibi. Ve Ḵur’ân-ı kerîm’de sekiz maʹnâya vârid olmuştur ki ilhâm ve ihyâ-ı mevtâ ve îkâz ve teslît ve nasb-ı hâkim ve taʹyîn ve ihrâc mine’l-kubûr ve irsâl maʹnâlarıdır. Ve Miṡbâḩ’ın beyânına göre o nesne ki bi-nefsihi münbaʹis ola, fiʹl ona bi-nefsihi müteʹaddî olur ki بَعَثْتُهُ denir ve eğer bi-nefsihi münbaʹis olmaz ise fiʹl ona bâ΄ vâsıtasıyla müteʹaddî olur ki بَعَثْتُ بِهِ denir. Pes resûl irsâlinde بَعَثْتُهُ ve kitâb ve hediyye irsâlinde بَعَثْتُ بِهِ dersin. İntehâ. Ve

بَعْثٌ [baʹšamp;] Devenin bağını çözüp salıvermek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: بَعَثَ النَّاقَةَ إِذَا أَثَارَهَا يَعْنِي حَلَّ عِقَالَهَا فَأَرْسَلَهَا Ve uykudan uyandırmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: بَعَثَ فُلاَنًا مِنْ مَنَامِهِ إِذَا أَهَبَّهُ Ve

بَعْثٌ [baʹšamp;] ʹAskere ıtlâk olunur, tesmiye bi’l-masdardır, مَبْعُوثٌ [mebʹûšamp;] olmak mülâhazasına mebnîdir; ʹayn’ın fethiyle de câ΄izdir, harf-i halk olduğu için, نَهْرٌ [nehr] ve نَهَرٌ [neher] gibi. Cemʹi بُعُوثٌ [buʹûšamp;] gelir. Ehl-i siyer بَعْثٌ [baʹšamp;] ile سَرِيَّةٌ [seriyyet] beynini fark ederler. Onların ʹindinde Hazret-i Resûl-i ekrem ʹaleyhi’s-selâm bulunduğu cihâda غَزْوَةٌ [ġazvet] ve cihâd için üçten mâ-dûn olarak irsâl buyurdukları ʹaskere بَعْثٌ [baʹšamp;] ve üçten ziyâdeye سَرِيَّةٌ [seriyyet] ıtlâk olunur. Ve

بَعْثٌ [baʹšamp;] Kubûrdan mevtâyı diriltip kaldırmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; ve minhu: يَبْعَثُ اللهُ الْمَوْتَى أَيْ يَنْشُرُهُ

Vankulu Lugatı - بعث maddesi

اَلْبَعْثُ [el-baʹšamp;] (bâ’nın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Göndermek; yukâlu: بَعَثَهُ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ أَيْ أَرْسَلَهُ Ve

بَعْثٌ [baʹšamp;] Nâkaya dâg vurmağa dahi derler; yukâlu: بَعَثْتُ النَّاقَةَ إِذَا أَثَّرْتَهَا Ve uykudan uyandırmağa da derler; yukâlu: بَعَثَهُ مِنْ مَنَامِهِ أَيْ أَهَبَّهُ Ve ölüyü diriltmeğe dahi derler; yukâlu: بَعَثَ الْمَوْتَى أَيْ نَشَرَهُمْ لِيَوْمِ الْبَعْثِ Ve

بَعْثٌ [baʹšamp;] Bile koşulan ʹaskere de derler; ve minhu kavluhum: كُنْتُ فِي بَعْثِ فُلَانٍ أَيْ فِي جَيْشِهِ الَّذِي بُعِثَ مَعَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı