اَلْبَضُّ [el-baḋḋ] (bâ’nın fethi ve ḋâd’ın şeddesiyle) Gövdesi pâlûze gibi ter ve nerm olup derisi ince ve nâzük olarak etine dolu kişiye denir. Mü΄ennesi بَضَّةٌ [baḋḋaṯ]tır; yukâlu: غُلاَمٌ بَضٌّ وَجَارِيَةٌ بَضَّةٌ أَيِ الرَّخْصُ الْجَسَدِ الرَّقِيقُ الْجِلْدِ الْمُمْتَلِئُ Ve
بَضٌّ [baḋḋ] ve
بَضَّةٌ [baḋḋat] Ekşi süte denir; tekûlu: شَرِبْتُ بَضًّا وَبَضَّةً أَيْ لَبَنًا حَامِضًا ve
بَضٌّ [baḋḋ] Masdar olur بَضُوضٌ [baḋûḋ] ve بَضِيضٌ [baḋîḋ] gibi, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْبَضُّ [el-baḋḋ] (bâ’nın fethi ve ḋâd’ın teşdîdiyle) Derisi nâzük olan kimse; yukâlu: رَجُلٌ بَضٌّ أَيْ رَقِيقُ الْجِلْدِ Aṡmaʹî eyitti: بَضٌّ [baḋḋ] cesedi nâʹim ve mülâyim olan kimse, أَبْيَضُ [ebyaḋ] olsun olmasın. Ve
بَضٌّ [baḋḋ] Saza düzen vermeğe dahi derler, çalmağa hâzır olsun diye; yukâlu: بَضَّ أَوْتَارَهُ إِذَا حَرَّكَهَا لِيُهَيِّئَهَا لِلضَّرْبِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı