daḩs ~ دَحْسٌ

Kamus-ı Muhit - دحس maddesi

اَلدَّحْسُ [ed-daḩs] (نَحْسٌ [naḩs] vezninde) Nâs beyninde fitne ilkâsıyla ifsâd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَحَسَ بَيْنَ الْقَوْمِ دَحْسًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَفْسَدَ Ve kassâb boğazlanmış koyunun derisini yüzüp çıkarırken elini gövde ile derinin arasına sokmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَحَسَ الْجَزَّارُ إِذَا أَدْخَلَ الْيَدَ بَيْنِ جِلْدِ الشَّاةِ وَصِفَاقِهَا لِلسَّلْخِ Ve doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَحَسَ الشَّيْءَ إِذَا مَلَأَهُ Ve sünbülenin kapçıkları dâneler ile dolmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَحَسَ السُّنْبُلُ إِذَا امْتَلَأَتْ أَكِمَّتُهُ مِنَ الْحَبِّ Ve ayakla tepinmek maʹnâsınadır, mezbûhun tepinmesi gibi; yukâlu: دَحَسَ بِرِجْلِهِ إِذَا دَحَصَ Ve bir kimseden bir sözü yâ bir haberi saklamak ve ketm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَحَسَ عَنْهُ الْحَدِيثَ إِذَا غَيَّبَهُ Ve bir işi ferd-i vâhidin bilmeyeceği cihetten be-gâyet gizli işlemek maʹnâsınadır; ekserî şerr ve nâ-marzî umûr ve efʹâlde müstaʹmeldir; yukâlu: دَحَسَ بِالشَّرِّ إِذَا دَسَّهُ مِنْ حَيْثُ لاَ يُعْلَمُ Ve

دَحْسٌ [daḩs] Şol ekine denir ki sünbüleleri bütün dâneler ile dolmuş ola; masdar ile tesmiye olunmuştur; yukâlu: زَرْعٌ دَحْسٌ أَيِ امْتَلَأَ حَبًّا

Vankulu Lugatı - دحس maddesi

اَلدَّحْسُ [ed-daḩs] (dâl’ın fethi ve ḩâ-i mühmelenin sükûnunyla) Halkın arasın ifsâd etmek; tekûlu: دَحَسْتُ بَيْنَ الْقَوْمِ إِذَا أَفْسَدْتَ Ve

دَحْسٌ [daḩs] Koyun derisin çıkarırken eli ile gövdenin ara yerine idhâl etmek.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı