rekûb ~ رَكُوبٌ

Kamus-ı Muhit - ركوب maddesi

اَلرَّكُوبُ [er-rekûb] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) ve

اَلرَّكَّابُ [er-rekkâb] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Kesîrü’r-rükûb olan kişiye denir; yukâlu: رَجُلٌ رَكُوبٌ وَرَكَّابٌ أَيْ كَثِيرُ الرُّكُوبِ Ve

رَكُوبٌ [rekûb] ve

رَكُوبَةٌ [rekûbet] (hâ’yla) Binit devesine denir ki yük vurulmayıp hâssaten binek ittihâz olunan devedir; ʹalâ-kavlin رَكُوبٌ [rekûb] hâssaten binit davarına denir ki binilmeğe tahsîs olunmuştur; deve ve sâ΄ir hayvândan dâbbe-i merkûbe maʹnâsına. Ve

رَكُوبَةٌ [rukûbet] (hâ’yla) Şol dâbbeye ıtlâk olunur ki hem rükûb ve hem iʹmâl olunmağa taʹyîn oluna, yaʹnî hem binit ve hem iş davarı ola. Bu dahi gerek deve ve gerek sâ΄ir davar olsun. Ve

رَكُوبَةٌ [rekûbet] Kullanılmış ekti nâkaya denir, ke-mâ se-yuzkeru. Ve

رَكُوبَةُ [Rekûbet] Ḩaremeyn beyninde bir ثَنِيَّةٌ [šamp;eniyyet] yaʹnî bir belin adıdır. Ve

رَكَّابٌ [Rekkâb] ki (شَدَّادٌ [şeddâd] veznindedir) ʹAlî b. ʹÖmer nâm muhaddisin ceddi ismidir.

Vankulu Lugatı - ركوب maddesi

اَلرَّكُوبُ [er-rekûb] ve

اَلرَّكُوبَةُ [er-rekûbet] (râ’nın fethi ve kâf’ın zammıyla) Şol davardır ki ona binilir; yukâlu: مَا لَهُ رَكُوبَةٌ وَلَا حَمُولَةٌ وَلَا حَلُوبَةٌ Yaʹnî “Onun ne binecek ve ne yükletecek ve ne sağılacak davarı vardır.” Ve ʹÂ΄işe radıyallâhu ʹanhâ: ﴿فَمِنْهَا رَكُوبُهُمْ﴾ (يس 72) kırâ΄at etmiştir, feth-i râ΄ ile. Ve

رَكُوبَةُ [Rekûbet] Bir ثَنِيَّةٌ [šamp;eniyyet]tir, yaʹnî bir yokuştur Mekke-i müşerrefe ile Medîne-i münevvere arasında ʹArc yanında ki ʹArc bir menzilin ismidir, Mekke-i müşerrefe yolunda. Ve

رَكُوبٌ [rekûb] Şol yola derler ki ayıklanmış ve düzelmiş ola; yukâlu: طَرِيقٌ رَكُوبٌ أَيْ مَرْكُوبٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı