sereṯân ~ سَرَطَانٌ

Kamus-ı Muhit - سرطان maddesi

سَرَطَانٌ [sereṯân] (fethateynle) Yengeç taʹbîr olunan cânverin ismidir, yan yan yürümekle gûyâ ki yürümenin bir tarafını yutmuştur. Ve o iki nevʹ olur: Biri سَرَطَان نَهْرِيٌّ [seretânun nehriyyun]dür ki tatlı su yengeci derler. Menfaʹati kesîrdir. Bir kalaysız kap içre kül olunca ihrâk edip üç miskâlini su yâhûd şarâb yâhûd nısf-ı vezni centıyâne ile halt eyledikten sonra şürbü kelb-i dîvâne ısırmış kimseye semmiyyetini defʹ için ʹazîmü’n-nefʹdir. Ve gözünü hummâ-yı gıbbe mübtelâ olana taʹlîk nâfiʹ ve ayağını bilâ-sebeb meyvesi dökülen ağaca taʹlîk müfîddir. Ve bir kısmı سَرَطَانٌ بَحْرِيٌّ [sereṯânun baḩriyyun]dur ki deniz yengeci derler. İki kısmdır: Biri deryâdan çıktıkta mütehaccir olur. Mahrûkunu sürmelere ve süfûfâta idhâl ederler. Öbür kısmı be-gâyet ak olur. Ve

سَرَطَانٌ [Sereṯân] Felekte bir burcun ismidir ki burc-ı râbiʹdir. Ve insânın bedenine ʹârız olur bir şişin ismidir ki ibtidâ bâdem gibi ve ondan küçük hey΄ette ağrıyla zuhûr edip giderek büyüyüp üzerinde yengeç ayaklarına şebîh kırmızı ve karamtık damarlar zuhûr eder. Sağalıp mündefiʹ olmasında çokluk ümîd olmaz. Sebebi muhterik sevdâdır. Etıbbâ΄ hemân ziyâde olmamak için tîmâr ederler. Ve

سَرَطَانٌ [sereṯân] Sıraca ʹilletine denir ki davarın bilekçesinde peydâ olup kurutmakla tırnağını döndürür. Ve be-gâyet yüğrük ve devende ata ıtlâk olunur; yukâlu: فَرَسٌ سَرَطَانٌ أَيِ الشَّدِيدُ الْجَرْيِ Ve lokmayı büyük büyük yutan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ سَرَطَانٌ أَيِ الْعَظِيمُ اللَّقْمِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı