Saṯḩ ~ سَطْحٌ

Kamus-ı Muhit - سطح maddesi

اَلسَّطْحُ [es-saṯḩ] (sîn’in fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) Hânenin damına denir ki Fârisîde bâm denir. Ve her şey΄in üstüne denir ki Fârisîde firâz denir. Asl سَطْحٌ [saṯḩ] yayıp döşemek maʹnâsına masdardır, dam makûlesi mebsût olduğundan سَطْحٌ [saṯḩ] ile tesmiye olundu ki tesmiye bi’l-masdardır. Cemʹi سُطُوحٌ [suṯûḩ] gelir. Ve

سَطْحٌ [Saṯḩ] Şâm’da Kusvet ve Ġubâġib nâm karyeler beyninde bir mevziʹ adıdır ki onda sâhibü’n-nâka ile mülakkab Ḵarâmiṯa’dan Ebu’l-Ḵâsım nâm kimsenin bir vakʹası olmuştur, hulefâdan Muktefî-billâh zamânında vâkiʹ olmuştur. Ve

سَطْحٌ [saṯḩ] Masdar olur, düpdüz döşeyip yaymak maʹnâsına; yukâlu: سَطَحَ الشَّيْءَ سَطْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا بَسَطَهُ Ve sergi gibi yere çalmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: سَطَحَهُ إِذَا صَرَعَهُ Ve yanı üzere uzatıp yatırmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: سَطَحَهُ إِذَا أَضْجَعَهُ Ve damı ve sâ΄ir şey΄i düzeltip hemvâr kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَطَحَ سُطُوحَهُ إِذَا سَوَّاهَا Ve küçük kuzuyu anasıyla berâberce salıvermek maʹnâsınadır; yukâlu: سَطَحَ السَّخْلَ إِذَا أَرْسَلَهُ مَعَ أُمِّهِ

Vankulu Lugatı - سطح maddesi

اَلسَّطْحُ [es-saṯḩ] (sîn’in fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) Dam üzeri. Ve her nesnenin yukarısına سَطْحٌ [saṯḩ] derler. Ve

سَطْحٌ [saṯḩ] Döşemeğe dahi derler; بَسْطٌ [basṯ] maʹnâsına; yukâlu: سَطَحَ اللهُ الْأَرْضَ سَطْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ أَيْ بَسَطَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı