سَعْدُ بُلَعَ [Saʹdu Bulaʹ] (زُفَرُ [zufer] vezninde maʹrife olarak) Menâzil-i kamerden bir menzil adıdır. Mecrâ-yı kamerde birbirine karîb ve berâber iki kevkebden ʹibârettir. Biri hafî ve biri celî ve tâbândır ki ona بَالِعٌ [Bâliʹ] derler, gûyâ ki hafîyi belʹ eylemiştir; kânûn-ı sânînin leyle-i ahîrinde tulûʹ ve şehr-i âbın leyle-i sâniyesinde sukût ederler. Hazret-i Bârî subhânehu ve taʹâlâ tûfân-ı Nûḩ inkızâsında ﴿يَا أَرْضُ ابْلَعِي مَاءَكِ﴾ kavl-i şerîfiyle emr buyurduklarında tulûʹ eylemekle ism-i mezkûr ile müsemmâ oldu. Şârih der ki bu vücûh-ı tesmiyenin birisi olmakla mü΄ellif kasr-ı mesâfe eylemiştir.
سَعْدُ بُلَعَ [saʹdu bulaʹ] (bâ’nın zammı ve lâm’ın fethiyle زُفَرُ [zufer] vezni üzere) Menâzil-i kamerden bir menzilin adıdır ki onlar iki yıldızdır birbirine karîb. Şöyle zuʹm ettiler ki zikr olunan yıldızlar Bârî taʹâlânın ﴿وَقِيلَ يَا أَرْضُ ابْلَعِي﴾ (هود 44) dediği hînde tulûʹ etmiştir, ona binâ΄en سَعْدُ بُلَعَ diye tesmiye olunmuştur. Ve
بُلَعٌ [bulaʹ] Kezâlik bekrenin kâmetinde olan deliğe de derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı