ḵaḋâ ~ قَضَا

Vankulu Lugatı - قضا maddesi

اَلْقَضَايَا [el-ḵaḋâyâ] (ḵâf’ın fethi ve elifin kasrıyla) Cemʹidir, فَعَالَى [faʹâlâ] vezni üzere. Ve bunun aslı فَعَائِلُ dir, kalb-i mekânla فَعَالَى [faʹâlâ] olmuştur; yukâlu: قَضَى فُلَانٌ إِذَا حَكَمَ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَقَضَى رَبُّكَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ﴾ (الإسراء، 23) Ve gâh olur قَضَا [ḵaḋâ] ferâg maʹnâsına da gelir; tekûlu: قَضَيْتُ حَاجَتِي Ve

قَضَا [ḵaḋâ] Katl maʹnâsına da gelir; tekûlu: ضَرَبَهُ فَقَضَى عَلَيْهِ أَيْ قَتَلَهُ مَكَانَهُ كَأَنَّهُ فَرَغَ مِنْهُ Ve قَضَى نَحْبَهُ dahi derler, öldü maʹnâsına ki müddet-i ʹömründen fârig oldu demek olur. Ve نَحْبٌ [naḩb] nûn’un fethi ve ḩâ΄-i mühmelenin sükûnuyla müddet maʹnâsına. Ve gâh olur edâ maʹnâsına da gelir ve eriştirmek maʹnâsına da gelir; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَقَضَيْنَا إِلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ﴾ (الإسراء، 4) ve kavluhu taʹâlâ: ﴿وَقَضَيْنَا إِلَيْهِ ذَلِكَ الْأَمْرَ﴾ (الحجر، 66) أَيْ اَنْهَيْنَاهُ إِلَيْهِ وَأَبْلَغْنَاهُ ذَلِكَ Ve gâh olur geçmek maʹnâsına da gelir. Ferrâ eyitti: Bârî taʹâlânın ﴿ثُمَّ اقْضُوا إِلَيَّ وَلَا تُنْظِرُونِ﴾ (يونس، 71) kavlinde إِمْضُوا إِلَيَّ maʹnâsınadır, nitekim قَضَى فُلَانٌ derler مَاتَ ve مَضَى maʹnâsına. Ve gâh olur قَضَاءٌ [ḵaḋâ΄] sunʹ ve takdîr maʹnâsına gelir; yukâlu: قَضَاهُ إِذَا صَنَعَهُ وَقَدَّرَهُ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿فَقَضَاهُنَّ سَبْعَ سَمَوَاتٍ فِي يَوْمَيْنِ﴾ (فصلت 12) ve minhu اَلْقَضَاءُ واْلقَدَرُ Ve

قَضَاءٌ [ḵaḋâ΄] Söz geçirip hâcet bitirmeğe dahi derler; yukâlu: قَضَى اللُّبَانَةَ إِذَا أَنْفَذَهَا Ve لُبَانَةٌ [lubânet] hâcete derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı