اَلتَّوَاعُدُ [et-tevâʹud] (تَفَاعُلٌ [tefâʹul] vezninde) ve
اَلْإِتِّعَادُ [el-ittiʹâd] (إِتِّفَاقٌ [ittifâḵ] vezninde) Vaʹdeleşmek maʹnâsınadır. ʹİnde’l-baʹz تَوَاعُدٌ [tevâʹud] hayrda ve إِتِّعَادٌ [ittiʹâd] şerde istiʹmâl olunur; yukâlu: تَوَاعَدُوا وَاتَّعَدُوا إِذَا وَعَدَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا [ve] إِتَّعَدَ aslında إِوْتَعَدَ idi, vâv, tâ’ya kalb ve idgâm olundu. Ve nâsun yekûlûne: إِئْتَعَدَ يَأْتَعِدُ فَهُوَ مُؤْتَعِدٌ بِالْهَمْزِ Kâle’ş-şârih: كَمَا يُقَالُ فِي إِتَّسَرَ، إِئْتَسَرَ – يَأْتَسِرُ وَيُقَالُ إِوْتَعَدَ يَأْتَعِدُ فَهُوَ مُوتَعِدٌ وَإِيْتَسَرَ يَأْتَسِرُ فَهُوَ مُوتَسِرٌVe
إِتِّعَادٌ [ittiʹâd] Vaʹdi kabûl eylemek maʹnâsına gelir; tekûlu: وَعَدْتُهُ فَاتَّعَدَ
اَلْإِتِّعَادُ [el-ittiʹâd] Yaramaz nesneye niyyet ettiğin haber vermek. Ve
إِتِّعَادٌ [ittiʹâd] Vaʹde kabûl etmeğe dahi derler. Ve bunun aslı إِوْتِعَادٌ [ivtiʹâd] idi, vâv tâ’ya kalb olunup idgâm olundu. Ve bir tâ΄ife إِئْتَعَدَ يَأْتَعِدُ فَهُوَ مُؤْتَعِدٌ derler hemze ile, nitekim يَأْتَسِرُ derler إِئْتِسَارُ جَزُورٍ [i΄tisâru cezûr]da. Ve جَزُورٌ[cezûr] cîm’in fethi ve zâ-i muʹcemenin zammıyla boğazlanan deve ve إِئْتِسَارٌ [i΄tisâr] zikr olunan devenin aʹzâsın bölüşmek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı